Translation of "Yazmadı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yazmadı" in a sentence and their english translations:

O da yazmadı.

She didn't write either.

Kim ismini yazmadı?

Who didn't write his name?

O cevap yazmadı.

She didn't write back.

Tom geri yazmadı.

Tom didn't write back.

Tom bunu yazmadı.

Tom didn't write it.

Mektubu henüz yazmadı.

He hasn't written the letter yet.

Bunu Tom yazmadı.

Tom didn't write that.

Tom henüz mektubu yazmadı.

Tom hasn't written the letter yet.

Tom bana asla yazmadı.

Tom never wrote to me.

Tom çok sık yazmadı.

Tom didn't write so often.

O hâlâ mektup yazmadı.

He still has not written the letter.

O bana cevap yazmadı.

He never wrote me back.

O ona cevap yazmadı.

She never wrote him back.

Tom, Mary'ye cevap yazmadı.

- Tom didn't write Mary back.
- Tom didn't write back to Mary.

O bir şey yazmadı.

He didn't write anything.

Tom bir şey yazmadı.

Tom didn't write anything.

Mary gittiğinden beri yazmadı.

Mary has not written since she left.

Tom bana tekrar yazmadı.

Tom hasn't written me back.

Tom bana hiç yazmadı.

Tom has never written to me.

O, uzun süre onlara yazmadı.

- He has not written to them for a long time.
- He hasn't written to them in a long time.

Emi asla bir mektup yazmadı.

Emi has never written a letter.

Tom defterine hiçbir şey yazmadı.

Tom didn't write anything in his notebook.

Tom asla bana geri yazmadı.

Tom never wrote me back.

Tom asla Mary'ye cevap yazmadı.

Tom never wrote back to Mary.

Tom Mary'ye hemen cevap yazmadı.

- Tom wrote Mary right back.
- Tom wrote right back to Mary.

Tom uzun süredir Mary'ye yazmadı.

Tom hasn't written to Mary in a long time.

Tom uzun süredir bana yazmadı.

Tom hasn't written to me in a long time.

Mary muhtemelen hâlâ denemeyi yazmadı.

Mary still hasn't written the essay, presumably.

O, uzun süredir onlara yazmadı.

- He has not written to them for a long time.
- He hasn't written to them in a long time.

Uzun zamandır onlara mektup yazmadı.

He hasn't written them a letter in a long time.

Tom hiç Mary'ye mektup yazmadı.

- Tom has never written Mary a letter.
- Tom has never written a letter to Mary.

Tom, Mary'ye hiç mektup yazmadı.

- Tom has never written Mary a letter.
- Tom has never written a letter to Mary.

Geçen şubat ayından beri bize yazmadı.

He has not written to us since last February.

O, bana yazacağını söyledi, ama yazmadı.

He said he would write to me, but he hasn't.

Dan Linda'ya bir mektup bile yazmadı.

Dan didn't even write a letter to Linda.

Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.

Tom hasn't written a letter in a long time.

Tom hiç hayatında bir mektup yazmadı.

Tom has never written a letter in his life.

Onun adresini bilmediği için, o ona yazmadı.

Not knowing his address, she didn't write to him.

Tom geçen ekim ayından beri bana yazmadı.

Tom hasn't written to me since last October.

Tom uzaktayken Mary'ye bir mektup bile yazmadı.

Tom didn't even write one letter to Mary while he was away.

Tom bir süredir bana bir satır bile yazmadı.

Tom hasn't written a line to me for a while.

Tom Jackson bu sabah görev için rapor yazmadı.

Tom Jackson didn't report for duty this morning.