Translation of "Yürüyorum" in English

Yürüyorum.

I walk.

Onunla yürüyorum.

- I'm walking beside her.
- I'm walking with her.

Eve yürüyorum.

I'm walking home.

Parka yürüyorum.

I walk to the park.

Okula yürüyorum.

I'm walking to school.

Hızlı yürüyorum.

I walk fast.

Yavaşça yürüyorum.

I walk slowly.

- Yürüyorum.
- Yürürüm.

I walk.

- Sabahtan beri yürüyorum.
- Bütün gündür yürüyorum.

I've been walking all day.

Çocuklarımla parkta yürüyorum.

I'm walking in the park with my children.

Ben parkta yürüyorum.

I'm walking in the park.

Şarkı söylerken yürüyorum.

While I sing, I'm walking.

Çok yavaşça yürüyorum.

I walk very slowly.

Bazen okula yürüyorum.

I sometimes walk to school.

- Çok mu hızlı yürüyorum?
- Çok hızlı mı yürüyorum?

Am I walking too fast?

Ben onun yanında yürüyorum.

I'm walking beside her.

Son zamanlarda işe yürüyorum.

I've been walking to work recently.

Arabam olmadığı için yürüyorum.

I walk because I don't have a car.

Sık sık okula yürüyorum.

I often walk to school.

Koridorda yürüyorum ve karşıma çıkıyor.

I'm walking down the hallway and I just bump into it.

O yürüyor, ben de yürüyorum.

He walks, I walk.

Ben okula otuz dakikada yürüyorum.

I walk to school in 30 minutes.

Bahçede bir kızla birlikte yürüyorum.

I'm walking with a girl in the garden.

Yürüyorum çünkü bisikletimin lastiği patladı.

I'm walking because my bicycle has a flat tire.

Ayağımı kırdığımdan beri koltuk değnekleriyle yürüyorum.

I've been walking on crutches ever since I broke my foot.

Amerikan halkı söyler: "Ben yürüyorum, okumuyorum."

The American people would say: "I am walking, not reading".

- Penguen gibi yürürüm.
- Penguen gibi yürüyorum.

I walk like a penguin.

Bazen okula yürüyorum, fakat sıklıkla değil.

I sometimes walk to school, but not often.

- Yürüyüşüm penguene benziyor.
- Penguen gibi yürüyorum.

I walk like a penguin.

Dört saatten daha fazla bir süredir yürüyorum.

- I have been walking for over four hours.
- I've been walking for over four hours.

Ben bazen okula yürüyorum, ama Tom asla yürümez.

I sometimes walk to school, but Tom never does.

Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.

A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him.