Translation of "Valizi" in English

Valizi güçlükle kapatabildim.

I could hardly close the suitcase.

Tom'un valizi ağır görünüyor.

Tom's suitcase looks heavy.

Bu valizi nereye koymamı istiyorsunuz?

Where do you want me to put this suitcase?

Bu valizi muhafaza eder misiniz?

Would you keep this baggage, please?

Bu valizi tek başıma taşıyamam.

- I cannot carry this suitcase by myself.
- I can't carry this suitcase by myself.

Bu valizi sizin için taşırım.

I'll carry this suitcase for you.

Bu valizi nasıl açacağımı bilmiyorum.

I can't figure out how to open this suitcase.

Valizi taşıması için onu zorladım.

I forced him to carry the suitcase.

Bu valizi sana kim verdi?

Who gave you this suitcase?

Ona, bu valizi üst kata taşıtacağım.

I'll get him to carry this case upstairs.

Bu valizi taşıyamam. O çok ağır.

I can't carry this suitcase. It's too heavy.

O ona valizi nereye koyacağını söyledi.

She told him where to put the suitcase.

Tom üç valizi taşımak zorunda kaldı.

Tom had to carry all three suitcases.

- Bu bavulu al.
- Bu valizi al.

Take this suitcase.

30 kilodan daha ağır bir valizi kaldıramam.

I can't lift a suitcase heavier than 30 kilos.

Tom'un bir sırt çantası ve bir küçük valizi var.

Tom has a backpack and one small suitcase.

- Bavulu taşımama yardım et.
- Bir el at da şu valizi taşıyalım.

Give me a hand with this suitcase.

Tom, Mary'ye valizini taşımayı teklif etti ama Mary, valizi kendisinin taşımak istediğini söyledi.

Tom offered to carry Mary's suitcase, but she told him she wanted to carry it herself.