Translation of "Uygulamaya" in English

Planı uygulamaya koydum.

I put the plan into practice.

Şimdi uygulamaya git.

Now go practice.

Teorini uygulamaya koydum.

I put your theory into practice.

2003 yılında uygulamaya girmiştim

I'd entered practice in 2003,

Mike dün uygulamaya katılmadı.

- Mike didn't join the practice yesterday.
- Mike didn't take part in yesterday's practice.

Bunu nasıl uygulamaya koyabiliriz?

How can we put it into practice?

O, fikirlerini uygulamaya koydu.

He brought his ideas into practice.

Onun planı uygulamaya konulmuştur.

His plan was put into action.

Mike dünkü uygulamaya katılmadı.

- Mike didn't join the practice yesterday.
- Mike didn't take part in yesterday's practice.

Sadece uygulamaya ihtiyacın var.

You just need practice.

Tom planı uygulamaya koydu.

Tom put the plan into practice.

Söylediğimizi uygulamaya koymak zor.

It is difficult to put what we said into practice.

Uygulamaya koymayı zor buldum.

I found it difficult to put into practice.

Zamenhof teorisini uygulamaya koydu.

Zamenhof put his theory into practice.

Fikrini uygulamaya koyabileceğini düşünüyor musun?

Do you think that you can put your idea into practice?

Alabileceğim tüm uygulamaya ihtiyacım var.

I need all the practice I can get.

Bir sürü uygulamaya ihtiyacımız var.

We need a lot of practice.

Tom'un hâlâ uygulamaya ihtiyacı var.

Tom still needs practice.

uygulamaya sıcak bakan biri için çalışıyordum.

who is open to running with my crazy ideas.

Tom'un alabildiği tüm uygulamaya ihtiyacı var.

Tom needs all the practice he can get.

Planı uygulamaya koymak çok paraya mal olur.

It cost lots of money to put the plan into practice.

Planlar yapmak onları uygulamaya koymaktan daha kolaydır.

It is easier to make plans than to put them into practice.

- Fadıl becerilerini kullandı.
- Fadıl becerilerini uygulamaya koydu.

Fadil put his skills to use.

Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.

Put your plan into practice as soon as possible.

O, para biriktirmek için kendi planını uygulamaya çalıştı.

She tried to carry out her plan to save money.

Bu şeyi uygulamaya koymanın zor olduğunu fark ettim.

I realized that putting this thing into practice was hard.

Şüphesiz iyi bir fikir ama uygulamaya koymak zor.

It's a good idea, to be sure, but it's hard to put it into practice.

- Planı uygulamak mümkün değil.
- Planı uygulamaya koymak mümkün değildir.

It is impossible to put the plan into practice.

Başkalarının söyleyeceği ne olursa olsun, planı uygulamaya koymaya kararlıyım.

I am determined to put the plan into practice no matter what others may say.

Şirket, önümüzdeki aydan itibaren yeni yönetim sistemini uygulamaya başlıyor.

The company is starting to implement the new management system from next month.

Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.

The government decided to impose a special tax on very high incomes.

Muharebe kuzeye doğru ilerledikçe, hızlı süvari birlikleri vur kaç taktikleri uygulamaya başladılar.

As the fighting moves north, the fast cavalrymen engage in hit and run attacks.

Seninkinin iyi bir fikir olduğu doğru ama korkarım ki onu uygulamaya koymak zor olacak.

It is true that yours is a good idea, but I am afraid it will be hard to put into practice.