Translation of "Sıkma" in English

0.004 sec.

Examples of using "Sıkma" in a sentence and their english translations:

Sıkma insanı.

Don't be a bore.

Mikroplar! Elimi sıkma!

Germs! Don't shake my hand!

Sapları fazla sıkma.

Don't tighten the lugs too hard.

- Canımı sıkma!
- Canımı sıkmayın!

Do not annoy me!

Angela Merkel kemer sıkma taraftarıdır.

Angela Merkel is in favor of austerity.

Bir mali sıkma politikası yürürlüğe giriyor.

A fiscal tightening policy is being enacted.

- Moralini bozma Tom.
- Sıkma canını Tom.

Tom, don't feel down.

İspanyol hükümeti ciddi kemer sıkma bütçesini duyurdu.

The Spanish government has announced a severe austerity budget.

- Canımı sıkma. Çalışıyorum.
- Beni rahatsız etme. Çalışıyorum.

Don't bug me. I'm working.

Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.

It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.

Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.

- Kafamın tasını attırma.
- Tepemi attırma.
- Ayranımı kabartma.
- Kafamı bozma.
- Canımı sıkma.
- Sinirimi bozma.
- Benim asabımı bozma.

Don't piss me off.

Ne? Biraz çorba ve kereviz, yiyeceğim bütün şey bu mu? Ben bir Zen rahip değilim.Ben böyle bir kemer sıkma diyetiyle yaşayamam.

What? A little soup and celery is all I get? I'm not a Zen monk. I can't survive on an austerity diet like this.