Translation of "Mali" in English

0.013 sec.

Examples of using "Mali" in a sentence and their english translations:

- Mali açıdan güvenliyim.
- Mali açıdan güvendeyim.

I'm financially secure.

Mali sorunlarım bitti.

My financial worries are over.

Mali sıkıntılar yaşıyorum.

I am in financial difficulties.

Şirket mali sıkıntıda.

The company is in financial trouble.

Mali durum zorluyor.

The fiscal situation is challenging.

- Finansal beklentiler mükemmel.
- Mali görünümler mükemmel.
- Mali beklentiler mükemmel.

The financial prospects are excellent.

Mali bakımdan karısına güveniyor.

He relies on his wife financially.

Hükümetin mali durumu sıkıntılı.

The government's financial situation is tense.

Mali açıdan bağımsız oldu.

He became financially independent.

Tom'un sorunları mali değildi.

Tom's troubles weren't financial.

Bay Brown mali danışmanımızdır.

Mr Brown is our financial adviser.

Mali kararlar çok önemlidir.

Financial decisions are very important.

Tom mali olarak bağımsız.

Tom is financially independent.

Hiçbir mali ayrıntı açıklanmadı.

No financial details were disclosed.

Mali durumlarınızı takip edin.

Keep track of your finances.

Tom bir mali müşavir.

Tom is a CPA.

Buna mali gücüm yetebilir.

I can afford it.

Tom bir mali sihirbaz.

Tom is a financial wizard.

Onun mali planını desteklerlerdi.

They would support his financial plan.

Onun mali durumu nedir?

What's its fiscal status?

Sınırlı mali yardım mevcuttur.

Limited financial aid is available.

Tom mali zorluklar yaşıyor.

Tom is having financial difficulties.

Mali kriz Brezilya'ya geldi.

The financial crisis has arrived in Brazil.

Tarihlerindeki en büyük mali kriz!

They had the biggest financial

Mali yardım için ona güvenebiliriz.

We can count on him for financial help.

O, mali açıdan karısına bağımlıdır

He's financially dependent on his wife.

Mali açıdan ona yardım ettik.

We helped him financially.

Babam beni mali olarak destekleyecek.

My father will support me financially.

Tom'un mali olarak başı dertteydi.

Tom was in trouble financially.

Tom mali olarak karısına bağlıdır.

Tom is financially dependent on his wife.

Biraz mali tavsiyeye ihtiyacım var.

I need some financial advice.

Tom'un mali durumunun hayli farkındayım.

I'm well aware of Tom's financial situation.

Obama mali kriz üzerinde odaklandı.

Obama focused on the financial crisis.

Tom mali yardıma ihtiyacı var.

Tom needs financial help.

Onlar mali sorunlarla karşı karşıya.

They are facing financial problems.

Mali yardım için ona güvenemezsin.

You can't count on him for financial help.

Mali yardım için sana güveniyoruz.

- We are counting on you for financial help.
- We're counting on you for financial help.

Tom bir yeminli mali müşavir.

Tom is a certified public accountant.

O, mali yardıma ihtiyaç duyuyordu.

She needed financial aid.

O beni mali yıkıma götürdü.

He led me to financial ruin.

Dan kütüphanenin mali konularını yönetti.

Dan managed the financial matters of the library.

Benim mali sorunlarım var mı?

Do I have financial problems?

Mali yardım için size güveniyoruz.

- We are counting on you for financial help.
- We're counting on you for financial help.

Tom mali sorunlarla karşı karşıya.

Tom is facing financial problems.

Mali açıdan sorumlu olmak zorundayız.

We have to be financially responsible.

Tom'un karısı, mali işlerini yönetiyor.

Tom's wife manages their finances.

Bir mali sıkma politikası yürürlüğe giriyor.

A fiscal tightening policy is being enacted.

Onun üstünde mali bir yük değildi.

He was not a financial burden on her.

Mali durum haftadan haftaya gittikçe kötüleşiyor.

The financial situation is getting worse week by week.

İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.

Workers are taking a financial beating in the employment crisis.

- Finansal zorluk çekiyorlar.
- Mali zorluklar yaşıyorlar.

They are suffering financial difficulties.

2009 yılında mali bir kriz vardı.

There was a financial crisis in 2009.

İyi bir mali danışmana ihtiyacım var.

I need a good financial adviser.

Tom hâlâ mali olarak ailesine bağlı.

Tom is still financially dependent on his parents.

Ekonomi, mali krizden hala tamamen kurtulmadı.

The economy still hasn't completely recovered from the financial crisis.

Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.

Victims of the hurricane received financial aid from the government.

O, mali kayıtları nasıl tutacağını öğrenecekti.

He would learn how to keep financial records.

Tom, Mary'ye mali sorunlarından söz etmedi.

Tom didn't tell Mary about his financial problems.

O hâlâ mali olarak ailesine bağlı.

She is still financially dependent on her parents.

Tom mali yardım için bana güveniyor.

Tom is counting on me for financial help.

Sanırım Tom bir yeminli mali müşavir.

- I think that Tom is a CPA.
- I think Tom is a CPA.

Mali desteği, bu projemiz için vazgeçilmezdir.

Her financial support is indispensable to this project of ours.

Küresel Mali Kriz, bu kötü yönetimin sonucuydu

The Global Financial Crisis was the result of this mismanagement,

Görünen o ki Cumhuriyetçi Parti'nin mali reformu,

It seems that the fiscal reform of the Republican Party is going to finish public aid for the

Tom'a mali olarak yardım etmek isteyebileceğimizi düşünüyordum.

I was thinking we might want to help Tom financially.

Mali, Sahraaltı Afrika'daki en fakir ülkelerden biridir.

Mali is one of the poorest countries in Subsaharan Africa.

Faroe adaları hala Danimarka'nın mali desteğine bağımlı.

The Faroe Islands are still dependent on Denmark's financial support.

Onların mali sorunları, yılın ikinci yarısında başladı.

Their financial problems began in the second half of the year.

Başbakan uzun uzun mali kriz hakkında konuştu.

The prime minister spoke about the financial crisis at length.

Tom ve Mary biraz mali sorun yaşıyor.

Tom and Mary are having a little financial trouble.

Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.

Their marriage has been strained lately because of financial problems.

Mali kriz sırasında milyonlarca Amerikalı evlerini kaybetti.

Millions of Americans lost their homes during the financial crisis.

Sami mali durumunda bir sorun tespit etti.

Sami spotted a problem with his finances.

Tom bir yeminli mali müşavir, değil mi?

Tom is a CPA, isn't he?

Mali, Afrika'nın en büyük pamuk yetiştiricilerinden biri.

Mali is one of Africa’s largest cotton growers.

çok sayıda insanı ve mali kaynakları tehlikeden kurtardı

freed up vast manpower and financial resources

Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.

They labored over the budget for the fiscal year 1997.

ABD, Maduro ve hükümetinin üyelerine mali yaptırımlar uyguladı

The US imposed financial sanctions on Maduro and members of his government.

Ailende bir mali anlaşmazlık olduğu zaman ne yaparsın?

What do you do when you have a financial disagreement in your family?

Tom Mary'nin mali sorunları hakkında her şeyi biliyor.

Tom knows all about Mary's financial problems.

Fiyatların yükselip alçalması, mali bir krize neden oldu.

The rise and fall of prices caused a financial crisis.

- Onların parasal problemleri var.
- Onların mali sorunları var.

They have monetary problems.

- Ben bir mali uzmanım.
- Ben bir finansal uzmanım.

I'm a financial expert.

Şirketinizle olan mali sorunlarımızı halletmede yardımınızı istirham etmek istiyoruz.

We would like to ask for your help in clearing up our financial problems with your company.

Biz mali olarak sıkıntılıydık, uzun lafın kısası, biz iflastaydık.

We were financially troubled, in short, we were bankrupt.

Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.

- Corn is the most highly subsidized crop in America.
- Corn is the most highly subsidized crop in the United States.

Mali krizden dolayı, o çok iyi bir yıl değildi.

Because of the financial crisis, that wasn't a very good year.

- Almanya finansal kriz tarafından çarpıldı.
- Mali kriz Almanya'yı vurdu.

Germany was hit hard by the financial crisis.

Yunanistan mali sisteminin çökmesini önlemek için radikal tedbirler alıyor.

Greece is taking radical measures to prevent a collapse of its financial system.

Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.

Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.

Korkunç mali bolluk ve durmayan geliştirme projeleri. Birkaç kısa yıl

Terrible financial abundance and development projects that have not stopped. Short years have

Sağladıkları hem düzenleyici hem de mali sadece temelde çalışmak için

both regulatory and fiscal, which they provide in exchange for basically only working in

Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.

This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.

- Tom tekrar finansal problemler yaşıyor.
- Tom tekrar mali problemler yaşıyor.

Tom is having financial problems again.

- O YMM, değil mi?
- O yeminli mali müşavir, değil mi?

He's a CPA, isn't he?

Hareket ettirebilecek egemen fonlara sahip devlet hazinesine yönelik güçlü mali rezervlerle

public money and a promising economic environment in the country that predicts a