Translation of "Süreliğine" in English

0.344 sec.

Examples of using "Süreliğine" in a sentence and their english translations:

Bir süreliğine bekleyelim!

Let's wait awhile!

Bir süreliğine uyumak istiyorum.

I want to sleep for a while.

Bir süreliğine dışarı çıkacağım.

I'm going to go out for a while.

Çok uzun süreliğine mi?

For very long?

Bir süreliğine dışarı çıkalım.

Let's go out for a while.

Bir süreliğine bebekle ilgilenir misiniz?

Could you take care of the baby for a while?

Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.

I'm going out for a while.

Tatoeba geçici bir süreliğine kapalıydı.

Tatoeba was temporarily unavailable.

Tom bir süreliğine gitmiş olabilir.

Tom may be gone for a while.

Sadece bir süreliğine burada takılalım.

Let's just hang around here for a while.

Bir süreliğine Boston'da olacak mısın?

Will you be in Boston for a while?

Onu ne kadar süreliğine ödünç alablirim?

How long can I borrow it?

Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.

We're going to have good weather for awhile.

Barış görüşmeleri bir süreliğine askıya alındı.

The peace talks have been suspended for a while.

Silgini kısa süreliğine ödünç alabilir miyim?

- Can I borrow your eraser for a moment?
- Can I borrow your rubber for a moment?

Tom kısa bir süreliğine Boston'da kaldı.

Tom stayed in Boston for a short while.

Lütfen bir süreliğine burada kalır mısın?

- Will you stay here for a while?
- Would you please stay here for a while?

Bir süreliğine burada kalmayı düşünmüyor musun?

Aren't you planning to stay here for a while?

Bir süreliğine şehirden gitmek istediğini söyledi.

He said he wanted to get out of town for a while.

Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.

I want to leave these packages for a while.

Tom ve Mary bir süreliğine birbirlerine baktılar.

Tom and Mary looked at each other for a moment.

İlk olarak bir süreliğine uyumak harika olur.

It would be great to sleep a while first.

Bir süreliğine bekle bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.

Wait a while. It's pouring.

- Gözünü biraz kapat.
- Gözünü kısa süreliğine kapa.

Close your eyes for a few moments.

Bir süreliğine Sultan ve elçiler birbirlerine sessizce baktılar.

For a time, the Sultan and the envoys looked at each other in silence.

Fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.

but a city that's a temporary megacity, an ephemeral megacity.

- Bir süre burada kalır mısın?
- Lütfen bir süreliğine burada kalır mısın?

- Will you stay here for a while?
- Would you please stay here for a while?

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.

For a while the fighting seems indecisive, but this was another ruse by Hannibal.

- Bence biraz izin almalısın.
- Bence biraz izin almalısınız.
- Bence bir süreliğine izin almalısın.

I think you should take some time off.

- Bu teklif kısa bir süre için geçerli.
- Bu kısa süreliğine geçerli bir öneri.

This is a limited-time offer.

- Tom sosyal medya detoksu yapıyor.
- Tom sosyal medyadan bir süreliğine elini eteğini çekti.

Tom is going on a social media detox.

Tom öğle yemeği için bir sandviç almaya gitmek için kısa bir süreliğine dükkanından ayrıldı.

Tom briefly left his store to go get a sandwich for lunch.

- Tom'a bir süreliğine araba kullanma izini verilmeyecek.
- Tom bir süre araba sürmekten men edilecek.

Tom won't be allowed to drive for a while.