Translation of "Söylemezsen" in English

Yalan söylemezsen satamazsın.

If you don't lie you don't sell.

Bana söylemezsen ölürüm.

I'll die if you don't tell me.

Bana yalan söylemezsen sevinirim.

If you don't lie to me, I'll be happy.

Bize söylemezsen seni öldüreceğiz.

If you don't tell us, we'll kill you.

Ona söylemezsen, ben söylerim.

If you won't tell him, I will.

Onlara söylemezsen, ben söylerim.

If you don't tell them, I will.

Onlara söylemezsen, kim söyleyecek?

If I don't tell them, who will?

Tom'a söylemezsen kim söyleyecek?

If you don't tell Tom, who will?

Bana planını söylemezsen karar veremem.

I can't decide unless you tell me your plan.

Sen söylemezsen ben kimseye söylemem.

I won't tell anyone if you won't.

Sen söylemezsen ben Tom'a söylemem.

I won't tell Tom if you won't.

Sen onlara söylemezsen, ben söylerim.

If you won't tell them, I will.

Sen söylemezsen, ben onlara söylemem.

I won't tell them if you won't.

Sen söylemezsen, ben ona söylemem.

I won't tell her if you won't.

Tom'a sen söylemezsen ben söylerim.

- If you don't tell Tom, then I will.
- If you don't tell Tom, I will.

Haklı bir sebep söylemezsen seni boşamayacağım.

I won't divorce you unless you give me a legitimate reason.

Bana doğruyu söylemezsen sana yardım edemem.

I can't help you unless you tell me the truth.

Ne olduğunu Tom'a söylemezsen ben söylerim.

If you don't tell Tom what happened, I will.

Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.

I won't go with you unless you tell me where we're going.

Bana söylemezsen daha iyi olabileceğini düşünüyorum.

I think it might be better if you don't tell me.

Tom'a söylemek zorundasın. Eğer söylemezsen, ben söylerim.

You have to tell Tom. If you don't, I will.

Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.

If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.

Sen bütün gerçekleri ona söylemezsen, Tom karar veremez.

Tom can't decide unless you tell him all the facts.

- Ona söylemezsen iyi edersin.
- Ona anlatmasan daha iyi olur.

You'd better not tell her.