Translation of "Planını" in English

0.006 sec.

Examples of using "Planını" in a sentence and their english translations:

Planını gerçekleştirmelisin.

You must go through with your plan.

Planını destekleyeceğim.

I will go along with your plan.

Planını beğeniyorum.

I like your plan.

Planını onaylayacağım.

I'm going to approve your plan.

Planını bilmiyordum.

I didn't know about your plan.

- Planını onaylayamam.
- Senin planını kabul edemem.

- I cannot approve your plan.
- I can't approve your plan.

- Tom planını uyguladı.
- Tom planını gerçekleştirdi.

Tom carried out his plan.

- Tom planını değiştirmeli.
- Tom planını değiştirmek zorunda.

Tom has to change his plan.

Artık planını izleyemeyiz.

- We cannot follow your plan any longer.
- We can't follow your plan any longer.

O, planını uygulayamazdı.

He could not execute his plan.

Biz planını destekliyoruz.

- We are in favor of your plan.
- We're in favor of your plan.

Senin planını duyalım.

Let's hear your plan.

O, planını gerçekleştiremedi.

He could not carry out his plan.

İlk planını gerçekleştiremedi.

He couldn't carry out his first plan.

Onun planını bilmiyordum.

- I was ignorant of his plan.
- I didn't know about his plan.

Onların planını onaylıyorum.

I approve their plan.

Onun planını onaylıyorum.

I approve of her plan.

İlk planını uygulamalısın.

You must carry out your first plan.

Bana planını anlat.

Tell me your plan.

Ona planını değiştirttim.

I made him change his plan.

Bize planını anlat.

Tell us your plan.

Planını değiştirmesi gerekiyor.

He needs to change his plan.

Öğretmen onun planını onayladı.

The teacher approved his plan.

Onun planını kabul etmeliydin.

You ought to have adopted his plan.

Onun planını kabul ediyorum.

I agree to his plan.

Planını duydum ve beğenmedim.

I heard your plan and I don't like it.

Onlar senin planını reddetti.

They rejected your plan.

Onun planını kabul ettim.

I agreed with his plan.

Babası onun planını beğendi.

Her father approved of his plan.

Biz onun planını destekledik.

We went along with his plan.

Bir planını yok muydu?

Didn't you have a plan?

Temel olarak planını seviyorum.

I basically like your plan.

Senin planını çok beğeniyorum!

I like your plan a lot!

Tom oyun planını anlıyor.

Tom understands the game plan.

Patronun planını nasıl buluyorsun?

How do you like your boss's plan?

Babası onun planını onayladı.

His father approved of his plan.

Onun mali planını desteklerlerdi.

They would support his financial plan.

Tom planını Mary'ye açıkladı.

Tom explained his plan to Mary.

Tom'dan planını çizmesini iste.

Ask Tom to sketch out his plan.

O planını dikkatle inceledi.

He considered her plan carefully.

Tom'un planını değiştirmesi gerekiyordu.

Tom needed to change his plan.

Tom'un planını değiştirmesi gerekiyor.

Tom needs to change his plan.

Sami planını eyleme geçirdi.

Sami put his plan into action.

Tom planını değiştirmek zorundaydı.

Tom had to change his plan.

Planını iptal etsen iyi olur.

You had better call off your plan.

Bana planını söylemezsen karar veremem.

I can't decide unless you tell me your plan.

Bütün arkadaşları onun planını destekledi.

All his friends backed his plan.

Sanırım onun planını kabul etmeliyiz.

I think we should adopt his plan.

Onunkine uyması için planını değiştirdi.

She changed her schedule to match his.

Planını gizli tutmaya karar verdi.

He made up his mind to keep his plan secret.

- Planını bilmiyordum.
- Planından haberim yoktu.

I was ignorant of your plan.

Meg Ken'in planını kabul etti.

Meg agreed to Ken's plan.

Tom odadaki herkese planını açıkladı.

Tom explained his plan to everyone in the room.

O, planını uygulamada başarısız oldu.

He didn't succeed in carrying out his plan.

Dan planını sürdürmeye karar verdi.

Dan decided to go ahead with his plan.

Tom planını ayrıntılı olarak açıkladı.

Tom explained his plan in detail.

Tom kendi planını veto etti.

Tom vetoed his own plan.

Tom Mary'nin planını kabul etti.

Tom agreed to Mary's plan.

Sami, Ferit'e kaçış planını anlattı.

Sami told Farid about his escape plan.

Sami şeytani planını eyleme koydu.

Sami put his diabolical plan into action.

O, orijinal planını tamamlamakta ısrar etti.

He persisted in accomplishing his original plan.

Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.

Investigators uncovered an assassination plot.

Tom'un planını Mary'ninkinden daha çok seviyorum.

I like Tom's plan better than Mary's.

Tom bana planını sevip sevmediğimi sordu.

Tom asked me whether I liked his plan or not.

Cumhuriyet hükümeti, kriz planını değiştirmeyi tartıştı.

The government of the republic discussed the exchange crisis plan.

Şirket Asya'ya açılma planını rafa kaldırdı.

The company shelved plans to expand into Asia.

Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

Investigators foiled a plot to hijack an airplane.

İngiliz büyük elçisi Burr'un planını sevdi.

The British ambassador liked Burr's plan.

Bu esnada, Hannibal komutanlarını toparlayıp planını anlatıyor.

Meanwhile, Hannibal gathers his officers to lay out his plans.

Sigismud, eylem planını tartışmayı tavsiye etti, ancak

Sigismund advised that a plan of action be discussed, but was forced to acquiesce to

Güneş batıdan doğsa senin planını kabul etmem.

If the sun were to rise in the west, I would never agree to your plan.

Bu değişiklik, senin planını daha ilginç yapacak.

This change will make your plan more interesting.

Tom'un planını Mary'nin planından daha çok seviyorum.

I like Tom's plan better than Mary's plan.

Onun planını kabul etmekten başka seçenek yoktur.

There is no choice but to agree to his plan.

Fadıl'ın, kanlı planını uygulamasını hiçbir şey durduramaz.

Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.

Şirketin teklif ettiği erken emeklilik planını seçti.

He took the early retirement package the company offered.

İşkence sonucu, Kartaca denizcileri Sicilya'ya saldırı planını anlattılar.

Under torture, the seamen reveal details about the Carthaginian plan to attack Sicily.

Dick onun planını kabul etmem için beni zorladı.

Dick forced me to agree with his plan.

O, para biriktirmek için kendi planını uygulamaya çalıştı.

She tried to carry out her plan to save money.

O planını hem oğluma hem de bana açıkladı.

He explained his plan both to my son and to me.

Tom planını hem Mary'ye hem de John'a açıkladı.

Tom explained his plan to both Mary and John.

Gitgide artıyor, Amazon'un otomatik süpermarketlere olan planını da eklersek.

growing more and more popular, plus the scenario of Amazon developing their automated supermarkets…

Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.

Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.

- Tom hücre arkadaşına kaçış planını anlattı.
- Tom koğuş arkadaşına firar planından bahsetti.

Tom told his cellmate about his plans to escape.

Özel bir görev gücü, şehir merkezinde intihar eylemcisi bir teröristi kötü planını gerçekleştirmeden önce yakalamayı başardı.

- A special taskforce managed to catch a suicide bomber downtown, prior to him carrying out his evil plan.
- A special taskforce managed to catch a suicide terrorist downtown, prior to him carrying out his evil plan.