Translation of "Refakat" in English

Ben sana refakat edeceğim.

I'll be your chaperone.

Tom'a odadan refakat edildi.

Tom was escorted from the room.

Bana refakat etmesi tembihlendi.

She was told to accompany me.

- Sana refakat etmek için gönderildim.
- Sana refakat etmek üzere gönderildim.

I've been sent to escort you.

O, okula kadar çocuklara refakat edecek.

He will accompany the children to school.

Sana refakat edemem. Ben hâlâ burada gerekliyim.

I can't accompany you. I am still needed here.

- Arkadaşımı istasyona kadar uğurladım.
- İstasyona kadar arkadaşıma refakat ettim.

I saw my friend to the station.

Tom'a ateş edildikten sonra güvenlik görevlileri tarafından binanın dışına kadar refakat edildi.

Tom was escorted out of the building by security guards after being fired.