Translation of "Rüzgarın" in English

0.003 sec.

Examples of using "Rüzgarın" in a sentence and their english translations:

Uçak güçlü rüzgarın merhametindeydi.

The airplane was at the mercy of the strong wind.

Rüzgarın gücü yürümeyi zorlaştırdı.

The force of the wind made it difficult to walk.

Rüzgarın saçlarınla oynamasını seviyorum.

I like how the wind plays with your hair.

Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman yelkenlerini ayarla.

When you can't change the direction of the wind - adjust your sails.

Rüzgâr ölçer rüzgarın yön ve gücünü göstermek için kullanılır.

Windsocks are used to indicate the direction and strength of the wind.

Bir fırtına rüzgarın hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi aştığında kasırgaya dönüşür.

A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour.

Bir fırtına rüzgarın hızı saatte yüz on dokuz kilometreye ulaşırsa kasırga olur.

A storm turns into a hurricane when the wind speed reaches a hundred nineteen kilometers an hour.

- Rüzgarın yönünü değiştiremem ama gidilecek yere ulaşmak için her zaman yelkenlerimi ayarlayabilirim.
- Ben rüzgarın yönünü değiştiremem, ama her zaman benim hedefe ulaşmak için benim yelkenleri ayarlayabilirim.

I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.

Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü

Like Marshal Ney, he initially opposed Napoleon’s return from exile, but saw which way the wind