Translation of "Planlarımızı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Planlarımızı" in a sentence and their english translations:

Planlarımızı değiştirmek zorundayız.

We have to change our plans.

Planlarımızı Tom'a bildirmeliyiz.

We should notify Tom of our plans.

Fırtına planlarımızı etkilememeli.

The storm shouldn't affect our plans.

Onlar planlarımızı biliyor.

They know our plans.

Planlarımızı seninle tartışmayacağız.

We won't discuss our plans with you.

Yağmur planlarımızı bozdu.

The rain spoiled our plans.

Gelecek için planlarımızı tartıştık.

We discussed our plans for the future.

Onlar tüm planlarımızı reddettiler.

They rejected all our plans.

Sanırım planlarımızı değiştirmemiz gerekiyor.

I think we need to change our plans.

Yağmur, planlarımızı iki hafta geciktirdi.

The rain set our plans back two weeks.

Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.

The bad weather frustrated our plans.

Yaz tatilleri için planlarımızı tartıştık.

We discussed our plans for the summer holidays.

Planlarımızı değiştirmezsek daha iyi olur.

It would be better if we didn't change our plans.

O, bütün planlarımızı altüst etti.

That upset all our plans.

Tom ve Mary planlarımızı bilirler.

Tom and Mary know our plans.

Biz planlarımızı değiştirmek zorunda kalacağız.

We're going to have to change our plans.

Bu planlarımızı mahvetmekle tehdit ediyor.

This threatens to ruin our plans.

Bu planlarımızı engellemekle tehdit ediyor.

This threatens to foil our plans.

Planlarımızı değiştirmek için hiçbir neden yok.

There's no reason to change our plans.

Planlarımızı değiştirmek için hiçbir neden görmüyorum.

I see no reason to change our plans.

Planlarımızı değiştirmek için hiçbir sebebimiz yok.

We have no reason to change our plans.

Tom ve ben gelecek için planlarımızı tartıştık.

Tom and I discussed our plans for the future.

Sana akşam yemeği planlarımızı hatırlatmak için arıyorum.

I'm calling to remind you of our dinner plans.

Yeterli paramız olmadığı için planlarımızı değiştirmek zorundaydık.

We had to alter our plans because we didn't have enough money.

O kabul etse de etmese de planlarımızı değiştirmeyeceğiz.

Whether he agrees or not, we won't change our plans.

Kahve içerken İtalya'ya bir yolculuk için planlarımızı görüştük.

We discussed our plans for a trip to Italy over coffee.

Aniden ortaya çıkan bir hastalık, tatil planlarımızı mahvetti.

A sudden illness ruined our vacation plans.