Translation of "Fıstık" in English

- Tom'da fıstık alerjisi var.
- Tom'a fıstık dokunuyor.

Tom is allergic to peanuts.

Fıstık ezmesi istiyor.

He wants peanut butter.

Tom fıstık yememeli.

Tom shouldn't eat peanuts.

Biraz fıstık yedim.

I ate some peanuts.

Pamuk yerine fıstık ektik.

We planted peanuts instead of cotton.

Fıstık ezmesini sever misin?

Do you like peanut butter?

Fıstık ezmesinden nefret ederim.

I hate peanut butter.

Bu fıstık ezmesi lezzetli.

This peanut butter is delicious.

O fıstık ezmesi mi?

Is that peanut butter?

Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?

You see the actual little bits of nuts? Yuck!

Fıstık ezmesi ve jöle, lütfen.

Peanut butter and jelly, please.

- Fıstık yiyemem.
- Yer fıstığı yiyemiyorum.

I can't eat peanuts.

Hepiniz biraz fıstık ister misiniz?

Would you all like some peanuts?

Fıstık ezmesini seversin, değil mi?

You like peanut butter, don't you?

Tom bana fıstık yiyemediğini söyledi.

- Tom told me that he can't eat peanuts.
- Tom told me he can't eat peanuts.

Tom bize fıstık yiyemediğini söyledi.

Tom told us he couldn't eat peanuts.

Tom, Mary'nin fıstık yiyemediğini biliyor.

- Tom knows Mary can't eat peanuts.
- Tom knows that Mary can't eat peanuts.

Roma'da birçok fıstık çamı var.

There are many stone pines in Rome.

- Çerez parası.
- Fındık fıstık parası.

That's peanuts.

Tom kendine fıstık ezmeli sandviç yaptı.

Tom made himself a peanut butter sandwich.

Fıstık, baklagil veya fasulye ailesinin parçasıdır.

Peanuts are part of the legume or bean family.

Tom bir fıstık ezmeli sandviç istiyor.

Tom wants a peanut butter sandwich.

Fıstık ezmesi sandviçleri yemekten oldukça usanıyorum.

I'm getting pretty tired of eating peanut butter sandwiches.

Tom'un hiç fıstık yemediğinden emin ol.

Make sure Tom doesn't eat any peanuts.

Tom Mary'nin fıstık yiyemediğini biliyor muydu?

Did Tom know Mary couldn't eat peanuts?

Tom fıstık ezmeli bir sandviç yedi.

Tom ate a peanut butter sandwich.

Öğle yemeğinde fıstık ezmeli sandviç yedim.

I had a peanut butter sandwich for lunch.

Tom fıstık ezmesi kavanozunun kapağını yerine koydu.

Tom put the lid back on the peanut butter jar.

Tom'un gerçekten istediği bir fıstık ezmeli sandviçti.

What Tom really wanted was a peanut butter sandwich.

Bir fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yedim.

I had a peanut butter and jelly sandwich.

Bir fıstık ezmeli sandviçte kaç kalori var?

How many calories is a peanut butter sandwich?

Çoğu çocuk fıstık ezmeli sandviç yemekten hoşlanır.

Many children enjoy eating peanut butter sandwiches.

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi.

Tom ate a spoonful of peanut butter.

Tom ve Mary bize fıstık yiyemediklerini söylediler.

Tom and Mary told us that they couldn't eat peanuts.

- Fındık fıstık yemeyi severim.
- Kuruyemiş yemeyi severim.

I like to eat nuts.

Ben sık sık krakerler üzerinde fıstık ezmesi yerim.

I often eat peanut butter on crackers.

Tom bir fıstık ezmesi ve jöle sandviç yaptı.

Tom made a peanut butter and jelly sandwich.

Tom Mary'ye bir fıstık ezmeli jöle sandviç yaptı.

Tom made Mary a peanut butter and jelly sandwich.

Köpeğini fıstık ezmesi ile beslemeyi hiç düşündün mü?

Have you ever tried feeding your dog peanut butter?

Gri sincaplar fıstık gömer, ancak kırmızı sincaplar gömmez.

Gray squirrels bury nuts, but red squirrels don't.

Öğle yemeği için kendine fıstık ezmeli sandviç yaptı.

He made himself a peanut butter sandwich for lunch.

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

So, the bear is obviously eating a lot of nuts, a lot of fruit,

Ceviz, badem, fındık, fıstık ve çam fıstığı, kuru meyvelerdir.

Walnuts, almonds, hazelnuts, pistachios and pine nuts are dry fruits.

Tom kavanozdan bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yemekten hoşlanıyor.

Tom likes to eat spoonfuls of peanut butter right out of the jar.

Süpermarketten elma, portakal, ekmek ve fıstık ezmesine ihtiyacımız var.

We need apples, oranges, bread and peanut butter from the supermarket.

Tom kendine bir fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yaptı.

Tom made himself a peanut butter and jelly sandwich.

Tom öğle yemeği için kendine bir fıstık ezmeli sandviç hazırladı.

Tom made himself a peanut butter sandwich for lunch.

Bazı çocuklar fıstık ezmeli sandviç getirdiler, bazıları jambonlu ve diğerleri peynirli.

Some children brought peanut butter sandwiches, some ham, and others cheese.

Çiftçiler fıstık yetişen iyi bir yaşam yapmazlarsa, diğer ürünleri yetiştirmeye çalışacaklardır.

If farmers don't make a decent living growing peanuts, they will try growing other crops.

Tom öğle yemeği için bir fıstık ezmesi ve jöleli sandviç yedi.

Tom had a peanut butter and jelly sandwich for lunch.

Bu dünyada birçok saçma şeyler var ama fıstık ezmesi onlardan biri değil.

There are many absurd things in this world, but peanut butter is not one of them.