Translation of "Olmamalıyım" in English

0.003 sec.

Examples of using "Olmamalıyım" in a sentence and their english translations:

Gülüyor olmamalıyım.

I shouldn't be laughing.

Burada olmamalıyım.

- I shouldn't be here.
- I'm not supposed to be here.

Bunu yapıyor olmamalıyım.

- I shouldn't be doing this.
- I shouldn't do this.

Gerçekten burada olmamalıyım.

I shouldn't really be here.

Sanırım şaşırmış olmamalıyım.

- I guess I shouldn't be surprised.
- I guess that I shouldn't be surprised.

Bugün burada olmamalıyım.

I shouldn't be here today.

Burada keyifsiz olmamalıyım.

I shouldn't be down here.

Çok daha uzun olmamalıyım.

I shouldn't be too much longer.

Konuşma yapmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to give a speech.

Ben gerçekten burada olmamalıyım.

I really shouldn't be here.

Bir şey söylemek zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to say anything.

Belki bu kadar şüpheci olmamalıyım.

Maybe I shouldn't be so suspicious.

- Burada olmamalıyım.
- Burada olmam gerekmiyor..

- I shouldn't be here.
- I'm not supposed to be here.

Onu tekrar yapmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to do that again.

Bu gürültüye katlanmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to put up with this noise.

Odanı temiz tutmanı söylemek zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to tell you to keep your room clean.

Bütün bu işi kendim yapmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to do all this work myself.

Bütün bu işi tek başıma yapmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to do all this work by myself.

"O imkansız." " Seninle aynı fikirde olmamalıyım. Bu çok mümkün."

"That's impossible." "I must disagree with you. It's very much possible."