Translation of "Odamın" in English

Odamın duvarları yeşildir.

The walls of my room are green.

Odamın rengini beğenmiyorum.

I don't like the color of my room.

Odamın anahtarını kaybettim.

I've lost the key to my room.

Odamın iki penceresi vardır.

My room has two windows.

Odamın görüntüsünü değiştirmek istiyorum.

I'd like to change the way my room looks.

Odamın dışında kalmanı istedim.

I asked you to stay out of my room.

Odamın beyaz boyanmasını istiyorum.

I want my room painted white.

Odamın duvarları fazla ince.

The walls of my room are too thin.

- Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- Yatak odamın pencereleri iç bahçeye bakar.

The windows of my bedroom face the courtyard.

Annem odamın düzensiz olmasından hoşlanmıyor.

My mother doesn't like my room being untidy.

Kitap rafları odamın duvarına montelidir.

The bookshelves are built into the walls of my room.

Odamın büyük bir dolabı var?

My room has a large closet.

Yatak odamın penceresinden kaleyi görebiliyorum.

I can see the castle from my bedroom window.

Odamın bir karmaşa olduğunu biliyorum.

I know my room's a mess.

Yatak odamın penceresi için dantel perdeler aldım.

I bought lace curtains for my bedroom window.

- Güzel bir narbülbülü benim odamın pencere eşiğine indi.
- Güzel bir kızılgerdan benim odamın pencere eşiğine indi.

A pretty robin landed on my room's windowsill.

Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim.

How many times have I told you guys to stay out of my room?

Ben sık sık yatak odamın penceresinin dışında güvercinlerin öttüğünü duyabiliyorum.

I can often hear pigeons cooing outside my bedroom window.