Translation of "Duvarları" in English

0.005 sec.

Examples of using "Duvarları" in a sentence and their english translations:

- Duvarları boyadın.
- Duvarları boyadınız.

You painted the walls.

O duvarları boyarken

In painting those walls,

Duvarları beyaza boyadı.

She painted the walls white.

Odamın duvarları yeşildir.

The walls of my room are green.

Duvarları beyaza boyadık.

We painted the walls white.

Şehrin duvarları yıkıldı.

The walls of the town were destroyed.

“Boyadığımız duvarları görüyor musunuz?

"See these walls we're painting?

Zaman duvarları boyama zamanı.

this is a time to start painting the walls.

Odasının duvarları posterlerle kaplıydı.

The walls of her room were covered in posters.

Babam duvarları beyaza boyadı.

Dad painted the walls white.

Duvarları boyadın, değil mi?

You've painted the walls, haven't you?

Odamın duvarları fazla ince.

The walls of my room are too thin.

Odasının kırmızı duvarları var.

Her room has red walls.

Kızlarım bütün duvarları boyuyor.

My daughters are coloring all over the walls.

Tom duvarları beyaza boyadı.

Tom painted the walls white.

İç duvarları altınla kapladı.

He overlaid the walls on the inside with gold.

Kalenin duvarları çok kalın.

The castle's walls are very thick.

Sonra da dışarıdaki duvarları boyayacağız.”

And we're going to paint the walls outside."

Ama o yaz duvarları boyadık.

But we painted those walls that summer.

O, bütün duvarları yeşil boyadı.

He painted all the walls green.

Tom'un odasının duvarları posterlerle kaplı.

The walls of Tom's room are covered with posters.

Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.

Their job is to coat the walls with plaster.

Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.

We've decided to paint the walls light blue.

Biz duvarları boyamadan önce mobilyaları örtmeliyiz.

We must cover the furniture before painting the walls.

Tom, duvarları açık yeşil renkte boyadı.

Tom painted the walls light green.

Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.

I need old newspapers to cover the walls.

Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.

And I can't go back up now, these vertical canyon walls. It's what's called being "rim rocked."