Translation of "Numarasını" in English

Pasaport numarasını yazmamışsınız.

You didn't put the passport number.

Onun numarasını kaybettim.

I've lost her number.

Tom'un numarasını çevirdim.

I dialed Tom's number.

Tom'un numarasını bilmiyorum.

I don't know Tom's number.

PIN numarasını unuttum.

I forgot the PIN number.

Tom'dan numarasını istedim.

I asked Tom for his number.

- Bana telefon numarasını verdi.
- O bana telefon numarasını verdi.

- He gave me his phone number.
- He gave me her phone number.

Telefon numarasını not etti.

- He set down the telephone number.
- He wrote down the telephone number.

Numarasını ezbere biliyor musun?

Do you know his number by heart?

Ondan telefon numarasını istedim.

I asked him for his phone number.

Tom'un numarasını yazdın mı?

Did you write down Tom's number?

Plaka numarasını yazdın mı?

Did you write down the license plate number?

Onun numarasını ezberledin mi?

Have you memorized his number?

Onun numarasını biliyor musun?

Do you know his number?

Onun telefon numarasını aldım.

I got her phone number.

Tom'un telefon numarasını bilmiyorum.

I don't know Tom's phone number.

Tom, Mary'nin numarasını çevirdi.

Tom dialed Mary's number.

Ben onun numarasını kaybettim.

I've lost his number.

Onun telefon numarasını bilmiyorum.

I don't know her telephone number.

Telefon numarasını aldın mı?

Did you get her phone number?

Tom'dan telefon numarasını istedim.

I asked Tom for his phone number.

PIN numarasını değiştirmek istiyorum.

I want to change the PIN number.

Tom Mary'den numarasını istedi.

Tom asked Mary for her number.

Telefon numarasını not aldım.

I made a note of the telephone number.

Tom telefon numarasını yazdı.

Tom wrote down his phone number.

Onun numarasını sordun mu?

Did you ask him his number?

Leyla, Sami'nin numarasını sildi.

Layla deleted Sami's number.

Tom'un telefon numarasını biliyorum.

I know Tom's phone number.

Sami bana numarasını verdi.

Sami has given me his number.

Tom bana numarasını verdi.

Tom gave me his number.

Tom Mary'ye numarasını verdi.

Tom gave Mary his number.

Tom'un telefon numarasını aldım.

I got Tom's phone number.

- Tom'un telefon numarasını kaydettin mi?
- Tom'un telefon numarasını yazdın mı?
- Tom'un telefon numarasını not ettin mi?

Did you write down Tom's phone number?

- Sami, Leyla'nın telefon numarasını bloke etti.
- Sami, Leyla'nın telefon numarasını engelledi.

Sami blocked Layla's phone number.

Telefon numarasını bilse, onu arayabilir.

If he knew her phone number, he could call her.

Biri ararsa, onun numarasını alın.

If anybody calls, get his number.

Dizinde onun telefon numarasını bulabilirsiniz.

You can find her phone number in the directory.

Ben onun telefon numarasını unuttum.

I forgot his phone number.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmiyor.

Tom doesn't know Mary's phone number.

Tom'un telefon numarasını biliyor musun?

Do you know Tom's phone number?

Onun telefon numarasını hatırlıyor musun?

Do you remember his telephone number?

Onun telefon numarasını bulmaya çalıştım.

I tried to find out her telephone number.

Faks numarasını yazmayı neden unuttum?

Why did I forget to write the fax number?

Şarj cihazının model numarasını ezberledim.

I've memorized the model number of the charger.

Lütfen bana bankanın numarasını söyle.

Please tell me the bank's number.

Tom Mary'nin telefon numarasını biliyor.

Tom knows Mary's phone number.

Tom'a Mary'nin telefon numarasını verdim.

I gave Tom Mary's phone number.

Onun telefon numarasını hatırladın mı?

Do you remember his telephone number?

Onun telefon numarasını bloknota yazdım.

I wrote the phone number on the writing pad.

Tom'un telefon numarasını bilebileceğini düşündüm.

- I thought you might know Tom's phone number.
- I thought that you might know Tom's phone number.

Tom'un numarasını senin için alacağım.

I'll get Tom's number for you.

Biri bana Tom'un numarasını verdi.

Someone gave me Tom's number.

Tom bana telefon numarasını verdi.

Tom gave me his phone number.

Tom'dan Mary'nin telefon numarasını istedim.

I asked Tom for Mary's phone number.

Onun telefon numarasını not ettim.

I wrote down her phone number.

O telefon numarasını not aldım.

- I made a note of the telephone number.
- I wrote down that telephone number.

Tom Mary'ye telefon numarasını söyletemedi.

Tom couldn't get Mary to tell him her phone number.

Tom Mary'nin telefon numarasını yazdı.

Tom wrote down Mary's phone number.

Tom Mary'ye telefon numarasını verdi.

Tom gave Mary his phone number.

Tom Mary'nin telefon numarasını almadı.

Tom didn't get Mary's phone number.

Tom, Mary'ye telefon numarasını verdi.

Tom gave Mary his telephone number.

Bana takip numarasını gönderin lütfen.

Send me the tracking number please.

Bana kendi telefon numarasını verdi.

She gave me her phone number.

Tom benden Mary'nin numarasını istedi.

Tom asked me for Mary's number.

Dan oda numarasını bile istemedi.

Dan didn't even ask for his room number.

Tom Mary'den telefon numarasını istedi.

Tom asked Mary for her phone number.

Tom'un numarasını not etti mi?

Did he note down Tom's number?

Ben ev numarasını yanlış aldım.

I got the house number wrong.

Telefon numarasını not aldın mı?

- Have you written down the phone number?
- Did you take note of the telephone number?

Sana Dr.Shiegal'in telefon numarasını vereceğim.

I'll give you Dr. Shiegal's telephone number.

Tom kıza telefon numarasını verdi.

Tom gave the girl his phone number.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilebilir.

- Tom might know Mary's phone number.
- Tom may know Mary's phone number.

Telefon numarasını bilmeyince onu arayamıyorum.

Not knowing her telephone number, I couldn't call her.

Ben onun telefon numarasını yazdım.

I have written down his phone number.

Telefon numarasını not ettin mi?

Did you write down the telephone number?

Tom Mary'ye telefon numarasını söyledi.

Tom told Mary his phone number.

Tom Mary'nin telefon numarasını unuttu.

Tom forgot Mary's phone number.

Tom plaka numarasını not aldı.

Tom wrote down the license plate number.

Tom bana telefon numarasını söylemezdi.

Tom wouldn't tell me his phone number.

Tom'un telefon numarasını bile bilmiyorum.

I don't even know Tom's phone number.

Keşke Tom'un telefon numarasını bilsem.

I wish I knew Tom's telephone number.

Tom Mary'ye ev numarasını verdi.

Tom gave Mary his home number.

Sami sana telefon numarasını veremez.

Sami can't give you his phone number.

Sami, Leyla'ya Ferit'in numarasını verdi.

Sami gave Layla Farid's number.

Sami, Leyla'ya kendi numarasını verdi.

Sami gave Layla his number.

Sami'nin Leyla'ya numarasını vermesi gerek.

Sami should give Layla his number.

Sami numarasını Leyla'ya asla vermedi.

Sami never gave Layla his number.

Sami yeni numarasını Leyla'ya vermedi.

Sami didn't give Layla his new number.

Tom'un telefon numarasını not ettim.

I've written down Tom's phone number.

Tom'un daire numarasını biliyor musun?

Do you know Tom's apartment number?

Tom Mary'ye John'un numarasını verdi.

Tom gave Mary John's number.