Translation of "Kişilik" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kişilik" in a sentence and their english translations:

- O garip bir kişilik.
- Tuhaf bir kişilik.

He's a strange character.

Tuhaf bir kişilik.

He's a strange character.

Kişilik tipin nedir?

What's your personality type?

- Bu oyun iki kişilik.
- Bu iki kişilik bir oyun.

That's a game for two.

Kuvvetli bir kişilik anlayışı,

a strong sense of himself...

Dört kişilik bir aileyiz.

We are a family of four.

Bir kişilik ne kadar?

How much is it for one person?

Beş kişilik bir aileyiz.

We are a family of five.

Tom tipik bir kişilik.

Tom is quite a character.

Otuz kişilik yerimiz var.

We have room for thirty people.

O iki kişilik yiyor.

She's eating for two.

- İki kişilik bir odaya ihtiyacım var.
- Bana iki kişilik bir oda lazım.
- Bana çift kişilik bir oda lazım.
- Çift kişilik bir odaya ihtiyacım var.

I need a room for two people.

Bir kişilik bozukluğu tanısı kondu.

called borderline personality disorder.

Tarihi kişilik, Leon Spinks'e karşı.

the historical one against Leon Spinks.

Az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz

we live in small groups

Arabada bir kişilik yer vardı.

There was room for one person in the car.

Banyolu, tek kişilik, tamam mı?

Single with bath, right?

O altı kişilik masa hazırladı.

She laid the table for six.

Babamın bir kişilik bozukluğu var.

My father has a personality disorder.

Dört kişilik bir aileye sahibim.

I have four in my family.

Beş kişilik masanız var mı?

Do you have a table for five?

Sadece bir kişilik oda var.

There's only room for one.

Tek kişilik oda istiyor musunuz?

Do you want a single room?

Bu 70.000 kişilik bir ordu.

It is an army of 70,000 men.

Kişilik bireyleri benzersiz kılan şeydir.

Personality is what makes individuals unique.

Bu 3000 kişilik bir kasaba.

It's a town of 3,000 people.

Tek kişilik bir oda istiyorum.

I want a single room.

Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular.

They formed themselves in groups of five.

Tek kişilik banyolu ada, lütfen.

A single room with bath, please.

Tom narsisistik kişilik bozukluğundan muzdarip.

Tom suffers from narcissistic personality disorder.

Leyla, sınırdaki kişilik bozukluğundan muzdaripti.

Layla suffered from borderline personality disorder.

Tom bir kişilik testi aldı.

Tom took a personality test.

Bir kişilik daha yer var.

There's room for one more.

Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık

Then we divided the crowd into groups of five,

Tek kişilik küçük kapsüllerle uzaya fırlatılan

astronaut group - the Mercury Seven - who launched into space aboard tiny one-person

Beş kişilik bir masanız var mı?

Do you have a table for five?

Üç kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.

I'd like to reserve a table for three.

Çift kişilik bir oda rica ediyorum.

I'd like a double room.

İki kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.

I'd like to reserve a table for two.

İki kişilik bir odan var mı?

Do you have a double room?

İki kişilik bir doktor randevusu aldım.

I made a doctor's appointment for two.

Banyolu iki kişilik bir oda istiyoruz.

We'd like a room for two with a bath.

Tek kişilik iskambil oyunu oynamayı severim.

I love playing solitaire.

Üç tane çift kişilik odaları kaldı.

They have three double rooms left.

Bu otuz kişilik bir yolcu otobüsü.

This is a 30-passenger bus.

Banyolu iki kişilik bir oda lütfen.

A room for two with bath, please.

Kişilik önemli ama görünüş de önemlidir.

Personality is important, but looks are important as well.

Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.

I want a single room if possible.

İki kişilik, banyolu bir oda istiyorum.

I want a double for two with bath.

500 kişilik bir kalabalık tiyatroyu doldurdu.

A crowd of 500 filled the theater.

Filikada sadece on kişilik yer var.

There's only space for ten people in the lifeboat.

İki kişilik bir oda ayırtmak istiyorum.

I'd like to book a double room.

Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.

I'd like to reserve a single room.

Tek kişilik bir oda ister misin?

Would you like a single room?

Tek ya da çift kişilik oda?

Single or double room?

Machiavelli, Batı'da genellikle alay edilen bir kişilik,

Now Machiavelli is a figure who's often derided in the West,

Sonrasında 10.000 kişilik güçlü Osmanlı ordusu Eflak'a

Soon after, a 10,000-strong Ottoman contingent enters Wallachia to collect the tribute and

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

We vary by personality, by culture,

Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.

We were nine hostages. Three, three and three. Three groups.

İki kişilik açık büfe öğle yemeği, lütfen.

Two for the lunch buffet, please.

O uçakta iki kişilik rezervasyon yapabilir miyim?

Can I book two seats on that flight?

Üç kişilik bir çete güpegündüz bankayı soydular.

A gang of three robbed the bank in broad daylight.

On kişilik bir tatami odan var mı?

Do you have a tatami room for ten people?

Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.

We'd like a double room with bath.

Kasabam yaklaşık 30,000 kişilik bir nüfusa sahiptir.

My town has a population of about 30,000 people.

Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.

I'd like a single with a shower, please.

Yirmi beş kişilik bir araç var mı?

Is there a car that seats twenty-five?

- Tek kişilik hücrede kalıyor.
- Hücrede tecritte tutuluyor.

He's in solitary confinement.

- Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir.
- Ödeme altı kişilik bir aile için yeterli değildir.

The pay is not adequate for a family of six.

Bazıları okulları tarafından organize edilen gruplarda giderler fakat çoğu iki kişilik ya da üç kişilik gruplarda giderler.

Some go in groups organized by their schools, but most go in twos and threes.

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

I lived in a town of one thousand people for fifteen years;

Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.

There was this family of three who lived down the street.

Histerik, kişilik bozukluğu ve daha bir sürü örneklendirilebilir

hysterical, personality disorder and a lot more can be exemplified

Bizim örneğimiz 605 kişilik standart güçte sefer taburu.

Our example here has 605 men, a typical strength for a battalion on campaign.

Saat altıda dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.

I'd like to reserve a table for four at six.

Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.

There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.

Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir.

The pay is not adequate for a family of six.

- Onda kişilik sorunu var.
- Mayası sağlam değil onun.

She has a character defect.

Bu dört kişilik çadır iki kişi için mükemmel.

This four person tent is perfect for two.

90 mm kalınlığında iki kişilik titanyum bir katmana sahip,

It has a two-person titanium sphere, 90 millimeters-thick,

Cuma günü iki kişilik mevcut bir masanız var mı?

Is there a table available for two on Friday?

Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.

Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.

İki gece için banyolu tek kişilik bir oda istiyorum.

I'd like to have a single room with a bath for two nights.

Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.

Mary resembles her mother in looks, but not in personality.

Yarın akşam için dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.

I'd like to book a table for four for tomorrow night.

3 Temmuz için tek kişilik bir oda ayırtmak istiyordum.

I'd like to reserve a single room on June 3.

Kitbuqa:Halepin yöneticisi olmuştu ve 10 bin kişilik bir birliğe sahipti

Kitbuqa, who was now governor of Aleppo, was given command of 1 tumen of 10,000 troops.

Akşam karanlığında, yirmi dokuz kişilik bir grup o otele geldi.

At nightfall, a group of twenty-nine came into that hostelry.

Kan grubu ve kişilik arasında bir ilişki bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

A relationship between blood group and personality has not been scientifically proven.

Kişilik ve kan grubu arasında bir bağlantı bilimsel olarak kanıtlanmadı.

A connection between personality and blood type has not been scientifically proven.

Tom ve Mary pencerenin yanında iki kişilik bir masaya oturdular.

Tom and Mary sat at a table for two near the window.

Hülagü Suriyeye 6 tümenden oluşan 60 bin kişilik bir kuvvetle ilerliyordu.

Islamic world, Hulagu moved into Syria with a detachment of 6 tumens, equal to 60,000 troops.

Napolyon daha sonra Ney'e 84.000 kişilik üç kolordu komutanlığını emanet etti.

Napoleon then entrusted Ney with command of three army corps – 84,000 men.

Hem görünüm hem de kişilik olarak, Tom tam olarak babasına benziyor.

In both appearance and personality, Tom is exactly like his father.

A' dan B' ye iki kişilik tek yönlü bilet almak istiyorum.

I'd like two one-way tickets from A to B.

Onun 153 x 203 cm boyutlarında iki kişilik bir yatağı var.

He has a queen-sized bed.