Translation of "Kendilerine" in English

0.014 sec.

Examples of using "Kendilerine" in a sentence and their english translations:

Kendilerine nazik davranmazlar.

They're not kind to themselves.

Dayanıklı insanlar kendilerine

resilient people ask themselves,

Aynada kendilerine bakıyorlar.

They are looking at themselves in the mirror.

Onlar kendilerine bakarlar.

They take care of themselves.

Onlar kendilerine inanıyorlar.

They believe in themselves.

Kendilerine kazak aldılar.

They bought themselves sweaters.

kendilerine onur ve saygıyla

even when the judge ruled against them,

Tom'u kendilerine lider seçtiler.

They chose Tom as their leader.

Odada kendilerine barikat yaptılar.

They barricaded themselves in the room.

Onlar kendilerine hayranlık duyuyorlardı.

They were admiring themselves.

Zenginleştikçe, kendilerine güvenleri arttı.

The richer they got, the more confident they became.

kendilerine ait kıvrımları olan kadınlar.

women with shapes that are our own.

Onların kendilerine ait yükleri vardır.

They come with their own baggage.

Çocuklarımız kendilerine değer vermeyerek büyüyorlar

Our children are growing up not valuing themselves

çocuklarım kendilerine güvenerek sınıftan ayrılırlar.

my kids walk away with a sense of new confidence.

Insanlar tarafından kendilerine ve bizlere

invented the very notion of race

Memlükleri kendilerine çekip yemlemelerini emretti.

and break away, in an attempt to lure the Mamluks into giving chase.

Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.

Only those who change stay true to themselves.

Onlar kendilerine bakan çocuğu seviyor.

- She likes the boy looking at her.
- He likes the boy looking at him.
- They like the boy looking at them.

Biz sadece kendilerine inananlara inanırız.

We only believe in those who believe in themselves.

Çoğunlukla, insanlar kendilerine söylediğine inanırlar.

More often than not, people believe what you tell them.

Kendilerine yardımı dokunamayanlara yardım edin.

Help those who cannot help themselves.

Onlar kendilerine zarar veriyorlar mı?

Are they hurting themselves?

Hastaların kendi kendilerine iyileşme sürecine girdiğine

I was witnessing patients go on their own journeys of healing,

Onlarda kendilerine yeni yaşam alanları arıyorlar

they are looking for new living spaces for them

Yasal evlilik yoluyla kendilerine tanınan haklarının

specialists in social and psychological affairs that this type From marriage is

O çocukların kendilerine bakacak kimsesi yok.

Those children have no one to care for them.

Onlar kalabalığın arasında kendilerine yol açtılar.

They made their way through the crowd.

Bebekler kendilerine bakabilme yetisine sahip değillerdir.

Babies are not capable of looking after themselves.

Tom ve Mary kendilerine söylenileni yaptı.

Tom and Mary did what they were told.

Birçok çocuk kendilerine bakmak zorunda kaldı.

Many children had to look after themselves.

Kitapların kendilerine ait bir kaderi var.

Books have a fate of their own.

Onlar kendilerine biraz şeker satın aldılar.

They bought themselves some sugar.

Tom ve Mary aynada kendilerine baktılar.

Tom and Mary looked at themselves in the mirror.

Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.

The gods help them that help themselves.

Narsisistler daima kendilerine dikkat çekmeye çalışıyorlar.

Narcissists are always trying to draw attention to themselves.

Çocuklar kendilerine bir ağaç ev yaptılar.

The children built themselves a tree house.

Cennet, kendilerine yardım edenlere, yardım eder.

Heaven helps those who help themselves.

Ayrıca bunlarda bazen kendilerine zarar verme eğilimi,

They also sometimes tend to self harm,

Kendi kendilerine çözüme ulaşma ihtimalleri pek yok.

It's unlikely that any one of them will solve it on its own.

Tom ve Mary odada kendilerine barikat kurdular.

Tom and Mary barricaded themselves in the room.

Kendilerine "cepçi" diyenler ve "anti-cepçi" diyenler.

you have those who call themselves the "pocketists" and those who are the "anti-pocketists."

Aynı zamanda kendilerine bütün önyargılarımızı da vermişiz.

but also put all of our prejudices.

Ne Tom ne de Mary kendilerine bakabilirler.

Neither Tom nor Mary can take care of themselves.

Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.

Well, people with anxiety do this to themselves all day long.

Elle kodlayarak öğretmemize gerek duymadan kendi kendilerine öğrenebiliyorlar.

without us having to code them manually.

Balinaların kendilerine ait bir dile sahip olduklarına inanılmaktadır.

It is believed that whales have their own language.

Kendilerine uygar diyorlar ama barbar dedikleri kadar vahşiler.

They call themselves civilized, but they're just as savage as those they call barbarians.

Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.

Crises do not automatically produce the right recipes against them.

Tom ve Mary, bir şeyleri kendilerine saklamaktan hoşlanır.

Tom and Mary like keeping things to themselves.

- Onlar kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açıyorlar.
- Kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açarlar.

They sue companies that sell MP3 players without paying them.

Video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair

to know about what they get out of playing video games

Babam her zaman kendilerine yardım edenlere Allah yardım eder dedi.

My father always said that heaven helps those who help themselves.

Bunu kendileri kendilerine yapmadıkları sürece kendine zarar vermeyi kimsenin anlayabileceğini düşünmüyorum.

I don't think anyone can understand self-harm, unless they do it themselves.

Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.

As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.

- Tom ve Mary onu kendi kendilerine yapıyorlar.
- Tom ve Mary bunu kendi başlarına yapıyor

Tom and Mary are doing that on their own.

Sadece bir kitap okuyarak kendilerine basketbol oynamayı öğreten herhangi biriyle tanışmadım; Yabancı dil ile aynı.

I've never met anyone who taught themselves to play basketball just by reading a book; the same with foreign language.

İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

And the eyes of them both were opened: and when they perceived themselves to be naked, they sewed together fig leaves, and made themselves aprons.

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar.

There on the top of a high mountain they built a small town of their own and lived in peace.

Hidayet eyle bizi doğru yola, o kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

Guide us to the straight path – the path of those upon whom You have bestowed favor, not of those who have evoked Your anger or of those who are astray.

- Bazıları kendilerine pay düşmediği için rüşveti sevmez.
- Bazı insanlar rüşvetten kendileri nemalanamadığı için nefret eder.
- Bazıları yolsuzluğu kendileri faydalanamadığı için sevmez.

Some people hate graft because they didn't get their share.