Translation of "Dayanıklı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Dayanıklı" in a sentence and their english translations:

Çiçekler dayanıklı.

Flowers are hard.

Dayanıklı insanlar kendilerine

resilient people ask themselves,

Eşekler dayanıklı hayvanlardır.

Donkeys are tough animals.

Tom dayanıklı değildir.

Tom isn't tough.

Yeterince dayanıklı görünüyor.

It seems durable enough.

Çok dayanıklı değil.

- It's not very durable.
- It isn't very durable.

Dayanıklı insanlar olumsuzlukları azaltmaz

Resilient people don't diminish the negative,

Çok dayanıklı bir robot.

This is one tough robot.

Bu ip gerçekten dayanıklı.

This rope is really durable.

Bu ev ateşe dayanıklı.

This house is fireproof.

Bu saat darbeye dayanıklı.

This watch is shock-proof.

Tom göründüğü kadar dayanıklı değil.

Tom isn't as tough as he looks.

Bu kafes köpekbalığına dayanıklı mı?

Is this cage shark-proof?

Çatı katı dayanıklı ve su geçirmez.

The rooftop is durable and watertight.

Bu kumaş çok yıkamaya dayanıklı değildir.

This cloth won't stand much washing.

Bu dayanıklı ve güvenilir bir araç.

It's a tough and reliable vehicle.

Bu pantolonlar, dayanıklı kumaştan imal edildi.

These trousers are made of durable cloth.

- Birçok kişi onun "tavsiyeye dayanıklı" olduğuna inanmış.
- Birçok kişi onun tavsiyeye dayanıklı olduğuna ikna olmuş.

Many people are convinced that he is "advice-resistant".

Artık binaların çoğu depreme dayanıklı inşa ediliyor.

Already many buildings are now being built earthquake resistant.

Normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.

materials that were normally fire-resistant burst into flame.

Lambalarla değiştirilmesi dayanıklı oldukları için küresel ısınmayla mücadele

air conditioning. The replacement of regular light bulbs with compact

Tom herkesin onun olduğunu söylediği kadar dayanıklı değil.

Tom isn't as tough as everyone says he is.

Tom ejderhanın karşısına çıkmadan ateşe dayanıklı zırh giymeyi unuttu.

Tom forgot to equip fire-resistant armour before going up against the dragon.

- Bu, su geçirmez bir saat.
- Bu, suya dayanıklı bir saat.

- This is a waterproof watch.
- This is a waterproof clock.

- Evim depreme dayanıklı olarak dizayn edilmiştir.
- Evim depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır.

My house is designed to withstand an earthquake.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

And I'm just not a hundred percent certain how strong that's gonna be, how long it's been there.

- Bu tekne artık denize dayanıklı değil.
- Bu tekne denize açılabilir durumda değil artık.

This boat is no longer seaworthy.

Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.

Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people.