Translation of "Kaybettiğim" in English

Bu kaybettiğim saattir.

This is the watch that I'd lost.

Dün kaybettiğim kalem yeniydi.

- The pen which I lost yesterday was a new one.
- The pen I lost yesterday was a new one.

Seni kaybettiğim için üzgünüm.

- I'm sorry you lost.
- I'm sorry that you lost.

Geçenlerde kaybettiğim saat yeniydi.

The watch I lost the other day was new.

Kaybettiğim kurşun kalemi buldum.

I found the pencil I lost.

Kaybettiğim kitabı kim buldu?

Who found the book that I had lost?

Bu kaybettiğim aynı saattir.

- This is the same watch that I've lost.
- This is the same watch that I have lost.
- This is the same watch as I lost.
- This is the same watch that I lost.

Bu, dün kaybettiğim kalemdir.

This is the pen that I lost yesterday.

Dün kaybettiğim dolma kalem yeniydi.

The pen I lost yesterday was new.

Dün odada kaybettiğim bir çantaydı.

It was a bag that I lost in the room yesterday.

Bir arkadaşımı kaybettiğim için üzgündüm.

I was sad to lose a friend.

Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum.

I'm calling because I've lost my credit card.

Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.

I broke down the door because I lost the key.

Bu, dün kaybettiğim aynı kalemdir.

This is the same pen that I lost yesterday.

Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.

This is the same necklace that I lost yesterday.

Bunun kaybettiğim şey olduğunu sanmıyorum.

- I don't think this is the one I lost.
- I don't think that this is the one I that lost.
- I don't think that this is the one I lost.
- I don't think this is the one I that lost.

Bekaretimi kaybettiğim zamanı size anlatayım.

Let me tell you about the time I lost my virginity.

Bir gün önce kaybettiğim kitabı buldum.

I found the book which I had lost the day before.

Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

This is the same pencil that I lost the other day.

Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.

This is same type of camera as the one I lost.

Bu bir hafta önce kaybettiğim saat.

This is the watch that I lost a week ago.

Çok fazla zaman kaybettiğim için çok üzüldüm.

I very much regretted having lost so much time.

Ben yaz boyunca kaybettiğim kiloyu geri kazandım.

I gained back the weight I'd lost over the summer.

Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.

This is the same purse that I lost a week ago.

Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.

This is the same type of camera as the one I lost.

Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı saat.

This is the same watch that I lost a week ago.

Bu bir hafta önce kaybettiğim cüzdanın aynı.

This is the same wallet as I lost a week ago.

- Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.
- Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.

- I broke down the door because I lost the key.
- I broke open the door because I had lost the key.