Translation of "Kalkan" in English

Adeta bir koruyucu kalkan

almost a protective shield

O erken kalkan biridir.

- She is an early riser.
- He's an early bird.

Ben geç kalkan biriyim.

I'm a late riser.

Babam erken kalkan biridir.

My father is an early riser.

O geç kalkan biridir.

She is a late riser.

Erken kalkan uzun yaşar.

One who keeps good hours will live long.

O geç kalkan biriydi.

He was a late riser.

Yine kılıç kalkan kullanmayı öğretiyorlardı

again they were teaching how to use a sword shield

Bak, kalkan bir uçak var.

Look! There's a plane taking off.

Erken kalkan erken yol alır.

The early bird catches the worm.

Kalkan jetlerin sesi sinirimi bozuyor.

The sound of jets taking off gets on my nerves.

Ben erken kalkan biri değilim.

I'm not an early riser.

Rengârenk düşlerden fırlama bir kalkan gibi.

It's a psychedelic sunblock.

Annem her sabah ilk kalkan kişidir.

My mother is the first one to get up every morning.

O, kitabı bir kalkan olarak kullanır.

He used the book as a shield.

Ve bu sopayı bir kalkan gibi kullanabilirim.

and I can use this stick almost like a shield.

O bir kalkan ve bir kılıç aldı.

He bought a shield and a sword.

Bu sabah erken kalkan tek kişi değilim.

I'm not the only one who got up early this morning.

Tom bu sabah erken kalkan tek kişi değildi.

Tom wasn't the only one who got up early this morning.

Şikago'dan kalkan uçak gece geç saatte havaalanına indi.

The plane from Chicago arrived at the airport late at night.

Bu sabah erken kalkan tek kişi ben değildim.

I wasn't the only one who got up early this morning.

Erken yatan ve erken kalkan insanlar uzun süre yaşarlar.

- Those who keeps early hour will live long.
- People who go to bed early and get up early live a long time.

Ben onun başı vurulmuş vücudunu bir kalkan olarak kullandım.

I used his beheaded body as a shield.

Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.

Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off.

- Seni bundan korumaya çalıştım.
- Buna karşı sana kalkan olmaya çalıştım.

I tried to shield you from this.

- Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.
- Erken kalklan yol alır.

It's the early bird that catches the worm.