Translation of "Kaliteli" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kaliteli" in a sentence and their english translations:

Görüntü gerçekten kaliteli

the image is really good quality

Düşük kaliteli uyku olabilir.

rather than the long sleep itself.

Bunlar yüksek kaliteli mallar.

These are high quality goods.

Tom kaliteli iş yapar.

Tom does quality work.

Bunlar yüksek kaliteli lastikler.

These are high quality tires.

- Firma yüksek kaliteli ürünleriyle tanınmaktadır.
- Firma yüksek kaliteli ürünleri ile tanınır.

The firm is known for its high-quality products.

Daha kaliteli olanlarına sahip misin?

Do you have better quality ones?

Şirketimiz sadece kaliteli mal satar.

Our company only sells quality goods.

Daha kaliteli kumaş, daha pahalıdır.

The better quality of cloth is more expensive.

Bu tarlalar kaliteli ekin üretir.

These fields produce good quality crops.

Sadece yüksek kaliteli ürünler satarız.

We only sell top quality products.

Kaliteli şarabın reklama ihtiyacı yoktur.

There's no need to advertise a good wine.

Yüksek kaliteli sağlık hizmetleri, gıda güvenliği

through free, quality education,

En kaliteli hediyeleri ve hediyelikleri sunmaktadır.

for all those who adore the Napoleonic era.

Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.

The life preserver must be made of high quality materials.

Ebeveynler çocukları ile kaliteli zaman geçirmeliler.

Parents should spend quality time with their children.

Sami, Leyla ile kaliteli zaman geçirdi.

Sami spent quality time with Layla.

Kıyafetler kaliteli olmasına rağmen üzerimize tam gelmemişti.

Even though the gear was good, it wouldn't fit our bodies.

Bu şirket, yüksek kaliteli üretimi ile ünlüdür.

This company is famous for its high-quality production.

Sen düşük kaliteli deri ceket satın aldın.

You bought a low quality leather jacket.

Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.

- These machines are distinguished by particularly high-quality workmanship.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.

Bu makineler, özellikle yüksek kaliteli işçilik ile ayırt edilir.

These machines are distinguished by particularly high-quality workmanship.

Mary, kaliteli bir etek ve yün bir şapka giyiyordu.

Mary was wearing a vintage skirt and a wool hat.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

People who have poor quality of sleep will typically try to sleep longer;

Tom hapishane tarafından temin edilen düşük kaliteli yiyecek yiyerek besleniyordu.

Tom was fed up with eating the low quality food provided by the prison.

Güzel yemek pişirmenin püf noktası, kaliteli ve taze malzemeler kullanmaktır.

The key to cooking good food is using high-quality, fresh ingredients.

Ve bütün bunlar, mantıklı, zorlaştırıyor özel ekonomiler için kaliteli işler yaratmak ...

And all that, logically, makes it difficult for private economies to create quality jobs...

kaliteli zaman geçirmek ister. Onları parka götürmeye karar verir. Nereye gidecek

his wife and his children. He decides to take them to a park. Where do you think he will

Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.

Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.

Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.

This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.

İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.

When it comes to good quality wine, no country can rival France.

Uluslararası markette satacak kadar kaliteli mal satamıyordu. Bunun karşısında Fransa önemli bir

produce quality goods to sell in the international market. Nonetheless, France had an important

Yüksek kaliteli kahve için daha büyük bir talep kahve fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Greater demand for high-quality coffee has helped drive coffee prices higher.

Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.

Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.