Translation of "Görüntü" in English

0.024 sec.

Examples of using "Görüntü" in a sentence and their english translations:

Görüntü gerçekten kaliteli

the image is really good quality

Bir görüntü görebiliyormusunuz

can you see an image

Görüntü yakalamaya çalışmak...

and trying to capture, it was...

Görüntü odak dışında.

The image is out of focus.

Arkadaki o muhteşem görüntü

that spectacular backdrop ...

Zirveden görüntü çok güzel.

The view from the summit is very nice.

Ne harika bir görüntü!

What a great view!

Net bir görüntü almadım.

I didn't get a clear look.

İyi bir görüntü almadım.

I didn't get a good look.

Yönetilen, gerçekleştirdiğimiz araştırmadan bir görüntü

led by PhD student Micah Edelson,

Mike öfkeli bir görüntü takındı.

Mike wore an indignant look.

O gerçekten çirkin bir görüntü.

It's really an eyesore.

Bu görüntü ne kadar harika.

How wonderful this sight is.

Bu görüntü size ne düşünüyor?

What does this image make you think of?

Bu pozitif görüntü üzerinde çalışmak yerine,

that people so effortfully maintain,

Rahatsız edici görüntü için özür diliyorum.

I apologize for some of the gruesome views.

Araştırma ekibim tarafından hazırlanan bu görüntü

This movie, made by my research group,

Daha iyi bir görüntü aldın mı?

Did you get a better look?

Tom bana kızgın bir görüntü verdi.

Tom gave me a fierce look.

Tom Mary'ye uyarıcı bir görüntü verdi.

Tom gave Mary a warning look.

Tom Mary'ye garip bir görüntü verdi.

Tom gave Mary a weird look.

Tom Mary'ye buz gibi bir görüntü verdi.

Tom gave Mary an icy look.

Tom Mary'ye tehdit edici bir görüntü verdi.

Tom gave Mary a threatening look.

Hayatımda hiç böylesine huzurlu bir görüntü görmedim.

Never in my life have I seen such a peaceful sight.

Görüntü kalitesi gerçekten kötü - çözünürlük çok düşük.

The image quality is really bad - the resolution is so low.

Görüntü sakindi, ancak 1968 ABD için zor bir yıldı.

The image was peaceful, but 1968 had been a difficult year for the United States.

Yıldırım geçişinde, kamera çok hızlı hareket eder ve görüntü flulaşır.

In a whip pan, the camera moves so fast that the image becomes blurry.

Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

In the dead of night, low-light cameras reveal a remarkable sight.

O beni her ne zaman görse bana edepsiz bir görüntü verir.

She gives me a nasty look every time she sees me.

Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.

This image can be seen either as a duck or as a rabbit.

Yıldızın biz yıllar önceki halini görüyoruz. Çünkü o görüntü bize ışık hızıyla ulaşıyor.

We see the star as we were years ago. Because that image reaches us with the speed of light.

Benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

In the camera I am using now, I take videos by taking 25 frames per second

Daha önceleri kazık gibi gergin çizilen insanlar yerine bu sefer relax bir görüntü verildi

Instead of people who were drawn like a pile before, this time a relax image was given.