Translation of "Kadınlara" in English

0.012 sec.

Examples of using "Kadınlara" in a sentence and their english translations:

- Kadınlara güvenmem.
- Kadınlara güvenmiyorum.

I don't trust women.

Kadınlara tecrübelerini sorabilirlerdi.

They could've just asked women about their experience.

Güzel kadınlara güvenmiyorum.

I don't trust beautiful women.

Kızlarınız kadınlara dönüştü.

Your daughters have turned into women.

Tom kadınlara güvenmez.

Tom doesn't trust women.

Kadınlara ve çevreye gidiyor,

go specifically towards women and the environment,

Ve kadınlara yönelik kriz.

and a crisis for girls.

Kadınlara sinirli olmamaları söyleniyor.

Women, to stop being so angry.

Kadınlara yardım etme zamanıdır.

It is time to help women.

Kadınlara karşı tavrın saldırgan.

Your attitude towards women is offensive.

Tom kadınlara saygı duymaz.

Tom doesn't respect women.

Kadınlara yönelik şiddete karşıyım.

I'm against violence against women.

Kadınlara oy hakkı verildi.

Women were given the right to vote.

Tom'un kadınlara saygısı yok.

Tom has no respect for women.

Kadınlara burada izin verilmiyor.

Women aren't allowed here.

- Kadınlara yardım etmeye devam etmek istiyorum.
- Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.

I want to continue to help women.

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

sensitive to women,

Kadınlara en içten şükranlarımı sunuyorum.

To the women, I offer my heartfelt thanks.

Basitçe ifade edeyim, erkekler kadınlara,

To put it simply, men fall in love with women,

Kantabai ve diğer kadınlara, kadınlarımız

I told Kantabai and other women

Oradaki kadınlara üretimi, ekonomik faaliyetleri,

production, economic activities for women there,

Kadınlara hak vermekten, özgürlüğünü vermekten,

To give women rights, to give freedom,

Erkekler kadınlara daima saygıyla davranmalıdır.

Men should always treat women with respect.

Kimseye güvenmeyin, özellikle de kadınlara.

Don't trust anyone, especially not women.

Kadınlara saygı gösteren erkekler yok değil.

Now, of course there are men who do honor women, lots of them,

Kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında

they could even print newspapers for women

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

Because women have endless trust

Kadınlara açık bir sürü kariyer var.

There are many careers open to women.

Kadınlara, hava durumuna güvenebildiğimiz kadar güvenmeliyiz.

We must trust women as much as we can trust the weather.

Kadınlara karşı ayrımcılık yapan kuralları kaldırdı.

He made it basically illegal to discriminate against women.

Onun kadınlara karşı şeytan tüyü var.

He has a way with women.

Tom'un kadınlara karşı şeytan tüyü var.

Tom has a way with women.

Bazı erkekler kadınlara mal gibi davranıyor.

Some men treat women like property.

Bütün kadınlara değil sadece ona cevabını veriyor

not only to all women, but to her

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

He looks down on women.

O, kendini Tanrı'nın kadınlara lutfü olarak düşünüyor.

He thinks he's God's gift to women.

Ben her zaman daha yaşlı kadınlara çekildim.

I've always been attracted to older women.

Sami bütün Müslümanların kadınlara şiddet uyguladığını düşünüyordu.

Sami thought that all Muslims hit ladies.

Kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar değer veriliyor

Women are valued more than anywhere else in the world

Sarhoş erkekler kulüpteki kadınlara yönelik aşağılayıcı yorumlar yapıyorlardı.

The drunken men made derogatory remarks toward the women in the club.

- Asyalı kadınları çekici buluyor.
- Asyalı kadınlara ilgi duyuyor.

He's attracted to Asian women.

- Tom kadınlara tepeden bakıyor.
- Tom kadınları hor görüyor.

Tom looks down on women.

O gördüğüm kadınlara karşı en saygısız tutuma sahip.

He has the most disrespectful attitude towards women I've ever seen.

Tom onun kadınlara Allahın bir armağanı olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks he's God's gift to women.
- Tom thinks that he's God's gift to women.

- Kadınlar farklı muamele görür.
- Kadınlara farklı biçimde davranılır.

Women are treated differently.

Kadınlara karşı sadık ol. Onları sevmek yeterli değil.

Be loyal to women. Loving them isn't enough.

Kadınlara serbestlikten falan bahsediyor ama ilk madde çok ilginç.

It addresses freedom of women and so on, but the first item is very interesting.

Aynı iş için kadınlara daha az ücret ödendiğini sanıyor.

to refer to women being paid less for the same work.

Örneğin, Mee Too hareketinden sonra kadınlara rehberlik yapmaya istekli

such as five times more men now less inclined to mentor women

Nüfusumuzun yüzde 51'ini oluşturan genç kız ve kadınlara

Women and girls, who constitute 51 percent of our population,

Kadınlara yönelik domuz, hayvan ve köpek gibi hakaretlerde bulunuyorsunuz

you insult women like pigs, animals and dogs

, çünkü El-Ezher bu evliliği kadınlara bir saygısızlık ve

his rights granted to them by legal marriage on the other hand considered by

Japonya'da ulusal ebelik sınavına girme hakkı sadece kadınlara veriliyor.

In Japan, only women are entitled to take the national obstetrics exam.

Kalbinizi açın ve onu kadınlara verin ki üzerlerine düşeni yapabilsinler.

Open the heart, and just give your heart to the women to do the work.

Cumhuriyet dönemiyle başlayan batı medeniyeti kadınlara çok büyük haklar tanımıştır

Western civilization, which started with the Republican period, gave women great rights.

Erkekler kadınlara göre yaklaşık 7-8 kat daha fazla testosterona sahiptir.

Men have about 7 to 8 times more testosterone than women.

Neden erkeklerle aynı işi yapan kadınlara %18 ile %30 daha az ödeniyor?

why are women doing the same job as men and they are paid 18% to 30% less?

Bazı şirketler hamile olan ya da çocuk sahibi olmaya niyetlenen kadınlara karşı farklı davranıyorlar.

Some companies discriminate against women who are pregnant or who say that they intend to have children.

Feminizm erkekleri dışlamak anlamına gelmez, kadınlara daha çok dahil olmak ve - bu durumda - iklim değişikliğiyle mücadelede oynayabilecekleri rolü kabul etmektir.

Feminism doesn't mean excluding men, it's about being more inclusive of women and - in this case - acknowledging the role they can play in tackling climate change.