Translation of "Kıracak" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kıracak" in a sentence and their english translations:

Bu benim kalbimi kıracak!

It breaks my heart!

O, suçluların cesaretini kıracak.

That'll discourage criminals.

Kuzenim sözünü kıracak son kişidir.

My cousin is the last person to break his promise.

Bu fındıkları kıracak bir şeyin var mı?

Have you got something to crack these nuts?

Tom dünyada muhtemelen o rekoru kıracak tek adam.

Tom is the only man in the world that is likely to break that record.

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

With a heart-stopping near miss after near miss, one by one vehicles try to escape the bone-crushing beast.