Translation of "Kılık" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kılık" in a sentence and their english translations:

Doktor olarak kılık değiştirmeyi planlıyorum.

I'm planning to disguise myself as a doctor.

Sami kılık değiştirmiş bir şeytandı.

Sami was a devil in disguise.

Tom, bir polis olarak kılık değiştirdi.

Tom disguised himself as a policeman.

Tom bir dilenci olarak kılık değiştirmişti.

Tom was disguised as a beggar.

- Tom maskelenmiş olabilir.
- Tom kılık değiştirmiş olabilir.

Tom could be disguised.

Ben evsiz bir kişi gibi kılık değiştirdim.

I disguised myself as a homeless person.

Bob kılık değiştirmiş olsa da görür görmez tanıdım.

Even though Bob was in disguise, I recognized him as soon as I saw him.

O, övgünün kılık değiştirmiş bir hiciv olduğunu fark etmedi.

He was not aware that the praise was a satire in disguise.

- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Üstü başı kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.

The dirty boy turned out to be a prince in disguise.

Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla "elitizm"'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.

Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing "elitism".

- Tom'un nasıl giyindiğini fark etmedim.
- Tom'un kılık kıyafetini fark etmemişim.

I didn't notice how Tom was dressed.

- Prenses bir komi olarak kılık değiştirdi.
- Prenses kendini bir komi olarak gizledi.

The princess disguised herself as a page.