Translation of "Vatandaşı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Vatandaşı" in a sentence and their english translations:

Japon vatandaşı oldular.

They became citizens of Japan.

Tanık vatandaşı anlar.

The witness sees the citizen.

Arjantin vatandaşı değiller.

They are not Argentine citizens.

ABD vatandaşı mısınız?

Are you US citizens?

- Yusuf bir Türk vatandaşı.
- Yusuf bir TC vatandaşı.

Yusuf is a Turkish citizen.

Bir Japon vatandaşı mısınız?

Are you a Japanese citizen?

Tom bir Amerikan vatandaşı.

Tom is an American citizen.

Mary bir Kanada vatandaşı.

Mary is a Canadian citizen.

Tom bir Avustralya vatandaşı

Tom is an Australian citizen.

Tom bir İngiliz vatandaşı.

Tom is a British citizen.

Tom bir Kanada vatandaşı.

Tom is a Canadian citizen.

Tom bir Avustralya vatandaşı.

Tom is a citizen of Australia.

Yusuf bir Türk vatandaşı.

Yusuf is a Turkish citizen.

Ben bir ABD vatandaşı değilim.

I'm not a US citizen.

Tom bir Kanada vatandaşı oldu.

- Tom has become a Canadian citizen.
- Tom became a Canadian citizen.

Sen bir Kanada vatandaşı mısın?

Are you a Canadian citizen?

Tom kendini dünya vatandaşı sayıyor.

Tom considers himself to be a citizen of the world.

O bir Amerikan vatandaşı oldu.

He became an American citizen.

Rusya'nın her vatandaşı Rus değildir.

Not every citizen of Russia is Russian.

Tom bir Kanada vatandaşı mı?

Is Tom a Canadian citizen?

Tom bir Japon vatandaşı değil.

Tom isn't a Japanese citizen.

Tom bir Japon vatandaşı oldu.

Tom became a Japanese citizen.

Tom bir Avustralya vatandaşı değil.

Tom isn't a citizen of Australia.

Tom gerçek bir internet vatandaşı.

Tom is a true netizen.

Her Rus, Rusya vatandaşı olmadığı gibi, her Rusya vatandaşı da Rus değildir.

Not all Russians are Russian citizens and not all citizens of Russia are Russians.

Tom bir Kanada vatandaşı olmak istedi.

Tom wanted to become a Canadian citizen.

Doğduğunda Fransızdı ama şimdi ABD vatandaşı.

He is French by birth, but he is now a citizen of the USA.

Sen bir Kanada vatandaşı değil misin?

Aren't you a Canadian citizen?

O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.

He is a British citizen, but lives in India.

O, Amerika Birleşik Devletlerinin bir vatandaşı oldu.

He became a citizen of the United States.

Tom kendini bir dünya vatandaşı olarak düşünüyor.

- Tom considers himself to be a citizen of the world.
- Tom regards himself as a world citizen.

O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.

He's a British citizen, but he lives in India.

Tom 2013 yılında bir Kanada vatandaşı oldu.

Tom became a Canadian citizen in 2013.

Doğuştan Fransızdır ama o şimdi bir ABD vatandaşı.

He is French by birth, but he is now a citizen of the USA.

Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.

As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.

Çoğu İsviçre vatandaşı iki ya da üç dil konuşur.

Most Swiss citizens speak two or three languages.

Dan bu ülkenin bir vatandaşı ve sonsuza dek burada kalacak.

Dan is a citizen of this country and he will stay here forever.

- Bu ülkenin bir vatandaşı o.
- O bu ülkenin bir yurttaşı.

He is a citizen of this country.

Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.

I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.

Ne yazık ki, birçok Rus vatandaşı Kiev'de olanlar hakkında yetersiz görüş sahibidir.

Unfortunately, many Russian citizens have an inadequate conception of what is happening in Kyiv.

Bu nedenle, herhangi bir ABD vatandaşı Porto Riko'yu satın aldıysa kamu borcu, ödemekten muaf

Thus, if any US citizen purchased Puerto Rico’s public debt, he or she was exempt from paying

Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.