Translation of "Izi" in English

0.004 sec.

Examples of using "Izi" in a sentence and their english translations:

O yara izi nereden?

What's that scar from?

Bir ayak izi var.

There's a footprint.

Herkesin parmak izi alındı.

Everyone was fingerprinted.

Hiç parmak izi yok.

There are no fingerprints.

Tom'un hiçbir izi yoktu.

There was no sign of Tom.

Hiç parmak izi yoktu.

There were no fingerprints.

- Hiçbir ayak izi gördünüz mü?
- Hiç ayak izi gördün mü?

Did you see any footprints?

Araba bir toz izi bıraktı.

The car left a trail of dust.

Onun yüzünde keder izi gördüm.

I saw sorrow's print upon her face.

Gömleğindeki bu ruj izi ne?

What is this lipstick trace on your shirt?

Polis zorla giriş izi bulamadı.

The police found no sign of forced entry.

Dan'ın ellerinde barut izi bulundu.

Gunshot residue was found on Dan's hands.

Tom'un ellerinde barut izi bulundu.

Gunshot residue was found on Tom's hands.

Yolda hiç lastik izi yoktu.

There were no tire tracks in the driveway.

Polis zorla giriş izi bulmadı.

Police found no signs of forced entry.

- Askerin savaşlardan kalan hiç yara izi yoktu.
- Asker savaşlardan hiç yara izi almadı.

The soldier never got scars from battles.

Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.

The tragedy left a scar on my mind.

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

The scar on his cheek hardly shows now.

Onun sesinde bir öfke izi vardı.

There was a trace of anger in her voice.

Tom'un polis tarafından parmak izi alındı.

Tom was fingerprinted by the police.

Orada olan hiçbir şeyin izi yok.

There's no sign of anything happening in there.

Polis Tom'un ellerinde barut izi buldu.

The police found gunshot residue on Tom's hands.

Tom yanağında bir yara izi var.

Tom has a scar on his cheek.

Alnındaki yara izi çok göze batıyor.

The scar on his forehead really stands out.

Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.

Tom has a scar on his face.

Onlar Tom'un ellerinde barut izi buldu.

They found gunshot residue on Tom's hands.

Tom'un alnında bir yara izi var.

Tom has a scar on his forehead.

Onun kolunda bir yara izi var.

He has a scar on his arm.

Tom'un kolunda bir yara izi var.

Tom has a scar on his arm.

Polis parmak izi için minibüsü tozladı.

The police dusted the van for fingerprints.

Mary'nin sol yanağında yara izi var.

Mary has a scar on her left cheek.

Bu laptopta parmak izi okuyucu var.

This laptop has a fingerprint reader.

Çanta üzerinde çok sayıda parmak izi vardı.

There were many fingerprints on the purse.

Birçok biyometrik sistem parmak izi tarayıcısı tabanlıdır.

Many biometric systems are based on the fingerprint scanner.

Polis herhangi bir parmak izi buldu mu?

Did the police find any fingerprints?

Onun yüzünde büyük bir yara izi var.

He has a large scar on his face.

Şarap bardağında hiç parmak izi buldun mu?

Did you find any fingerprints on the wineglass?

Karakolda bir parmak izi kiti bile yoktu.

The police department didn't even have a fingerprint kit.

Tom'un parmak izi onun orada olduğuna dair delildi.

Tom's fingerprint was evidence that he was there.

Mary'nin vücudunda yirmi bir tane bıçak izi vardı.

Mary had twenty-one knife stabs in her body.

Parmak izi olmadan polisin güveneceği bir şeyi yoktu.

Without fingerprints, the police had nothing to go on.

- Tom'un sağ gözünün altında farklı bir yara izi vardı.
- Tom'un sağ gözünün altında belirgin bir yara izi vardı.

Tom has a distinctive scar under his right eye.

Tom'un tam sol gözünün altında bir yara izi var.

Tom has a scar just below his left eye.

Tom parmak izi bırakmamak için bir lastik eldiven giydi.

Tom put on some rubber gloves so he wouldn't leave fingerprints.

Mary'nin intihar etmeye çalıştığı zamandan bir yara izi var.

Mary has a scar from when she tried to commit suicide.

- Tom'un kollarında birçok yara izi var.
- Tom'un kolları tarlaya dönmüş.

Tom has several scars on his arms.

Tamam, bu konuda akıllıca davranmalıyız. Bakalım, buralarda pati izi bulabilecek miyiz?

Okay, we need to get smart about this now. See if we can pick up any paw prints around here.

Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.

The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.

Bak, ne inanılmaz bir tesadüf, Tom'un benimle aynı parmak izi var!

Look, what an amazing coincidence! Tom has the same fingerprints as me.

Ben karda yoldan ön kapıma kadar üç dizi ayak izi gördüm.

I saw three sets of footprints in the snow from the road up to my front door.

- Tom'un çenesinde bir yara izi var.
- Tom'un çenesinde bir iz var.

Tom has a scar on his chin.

Sami, Leyla'nın vücudunu çevirdi ve göğsünde devasa bir yara izi buldu.

Sami turned Layla's body over and found a huge gaping wound in her chest.

Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.

We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.