Translation of "Hoşlanmayacak" in English

0.006 sec.

Examples of using "Hoşlanmayacak" in a sentence and their english translations:

Bundan hiç hoşlanmayacak.

She won't like this.

O bundan hoşlanmayacak.

He won't like that.

Tom bundan hoşlanmayacak.

- Tom is not going to like it.
- Tom isn't going to like it.

Mary bundan hoşlanmayacak.

- Mary is not going to like it.
- Mary isn't going to like it.

Tom ondan hoşlanmayacak.

- Tom won't like that.
- Tom isn't going to like that.

Fakat babam bundan hoşlanmayacak.

But Dad won't like it.

Tom bundan hiç hoşlanmayacak.

Tom isn't going to like this one bit.

Tom bundan Boston'da hoşlanmayacak.

Tom won't like it in Boston.

Tom onu yapmaktan hoşlanmayacak.

- Tom won't like doing that.
- Tom won't enjoy doing this.

Tom burada yaşamaktan hoşlanmayacak.

Tom won't like living here.

Tom bunu yapmamızdan hoşlanmayacak.

Tom won't like our doing that.

Tom burada bundan hoşlanmayacak.

Tom won't like it here.

Tom emekli edilmekten hoşlanmayacak.

Tom won't like being retired.

Bazıları bu değişimden hoşlanmayacak.

Some people won't like this change.

Tom benden hoşlanmayacak diye korktum.

I'm scared Tom won't like me.

- O bunu sevmeyecek.
- Bundan hiç hoşlanmayacak.

He won't like this.

Ne yaparsan yap biri bundan hoşlanmayacak.

No matter what you do, somebody won't like it.

Bu hikaye yetişkinler içindir, bu yüzden çocuklar bundan hoşlanmayacak.

This story is for adults, so children won't enjoy it.