Translation of "Gelişiyor" in English

İngilizcen gelişiyor.

Your English is improving.

İş gelişiyor.

Business is looking up.

Tom gelişiyor.

Tom is improving.

Fransızcan gelişiyor.

Your French is improving.

Ekonomi gelişiyor.

The economy is picking up.

İşler gelişiyor.

Things are improving.

Durum gelişiyor.

The situation is improving.

O gelişiyor.

He's progressing.

Fransızcanız gelişiyor.

Your French is improving.

Fransızcam gelişiyor.

My French is improving.

Bilim sürekli gelişiyor.

Science is continuously evolving.

Tom'un Fransızcası gelişiyor.

Tom's French is improving.

İş dünyası gelişiyor.

Business is improving.

Durum hızla gelişiyor.

The situation is evolving rapidly.

Teknoloji giderek gelişiyor.

Technology is increasingly improving.

Teknoloji hala gelişiyor.

The technology is still developing.

Heyecan zaten gelişiyor.

The excitement is already building.

İş piyasası gelişiyor.

The job market is improving.

Yazılım sürekli gelişiyor.

Software is constantly evolving.

Tom'un Fransızcası giderek gelişiyor.

Tom's French is gradually improving.

Senin Fransızcan gelişiyor mu?

Is your French getting better?

Olaylar çok hızlı gelişiyor.

- Everything's happening too quickly.
- Things are going too fast.
- Everything is happening too quickly.

Fransızcası yavaş yavaş gelişiyor.

His French is improving little by little.

Tom yavaş yavaş gelişiyor.

Tom is improving slowly.

Yaşam standartları da gelişiyor.

Living standards are also improving.

İnsanlık daha da gelişiyor.

Mankind is developing further.

Fransızcım yavaş yavaş gelişiyor.

My French is gradually improving.

Vücuduna yerleşiyor gelişiyor ve yayılıyor

settles in your body develops and spreads

Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.

Tom's Japanese is improving little by little.

Kariyeri ve sosyal hayatı gittikçe gelişiyor.

and his career and social life are flourishing.

Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

The story revolves around a mysterious adventure.

Onun çalışmaları yavaş ama sürekli gelişiyor.

Her studies are improving slowly but steadily.

İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

Trade between the two countries has been steadily growing.

Gerçekten Tom'un çok gelişiyor olduğunu düşünüyorum.

I really think Tom is improving a great deal.

Fakat yaşam boyu bu nasıl gelişiyor henüz bilmiyorum.

But I don't know yet how this develops over a lifetime.

Tabii ki ... bu hikaye gelişiyor bir süre için.

Of course... this story has been developing for a while.