Translation of "Güldüler" in English

Öğrenciler güldüler.

The students laughed.

Kızlar güldüler.

The girls laughed.

Bize güldüler.

They laughed at us.

Tekrar güldüler.

They laughed again.

Sessizce güldüler.

They laughed quietly.

Bana bakıp güldüler.

They looked at me and smiled.

Çocukluk fotoğrafıma güldüler.

They laughed at the photograph of my boyhood.

Onların hepsi güldüler.

They all laughed.

Onlar bana güldüler.

They have laughed at me.

Bazı gönüllüler güldüler.

Some of the volunteers laughed.

Kızlar Tom'a güldüler.

The girls laughed at Tom.

Çocuklar Tom'a güldüler.

The boys laughed at Tom.

Bugün okulda bana güldüler.

I was laughed at in school today.

Onlar onun hatasına güldüler.

They laughed at his mistake.

Diğer kızlar ona güldüler.

The other girls laughed at her.

Muhafızlar kendi aralarında güldüler.

The guards laughed among themselves.

Oğlanlar yüksek sesle güldüler.

The boys laughed loudly.

Onların hepsi bana güldüler.

They all laughed at me.

Sınıf arkadaşları ona hemen güldüler.

His classmates laughed at him at once.

Bu kadar cahil olmasına güldüler.

He was laughed at for being so ignorant.

Tom ve Mary birbirlerine güldüler.

Tom and Mary laughed at each other.

Bankaya giderken yol boyunca güldüler.

They laughed all the way to the bank.

Seyirciler histerik bir biçimde güldüler.

The audience laughed hysterically.

Tom ve Mary bana güldüler.

Tom and Mary laughed at me.

- Onlar bana güldü.
- Bana güldüler.

- They laughed at me.
- They were laughing at me.

Tom'un arkadaşları Tom'un şakasına güldüler.

Tom's friends laughed at Tom's joke.

Tüm diğer oğlanlar ona güldüler.

All the other boys laughed at him.

Onlar bana güldüler, benimle değil.

They laugh at me, not with me.

Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.

Of course, political opponents laughed at me.

Onlar onların aptalca yanlış anlamalarına güldüler.

They laughed over their silly misunderstanding.

Tom ve Mary birbirlerine bakıp güldüler.

Tom and Mary looked at each other and laughed.

Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci sessizce güldüler.

Several students in the back of the classroom laughed quietly.

İlk başta, yerel kovboylar ona güldüler.

At first, the local cowboys laughed at him.

Onların her ikisi de kıs kıs güldüler.

They both snickered.

Tom ve Mary ikisi de yine güldüler.

- Both Tom and Mary laughed again.
- Tom and Mary both laughed again.

Çevrede duran insanlar eğlendi ve cesur küçük köpeğe güldüler.

The people standing around were amused and laughed at the brave little dog.

Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.

The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.

Tom ve Mary, yiyecek için dövüştükleri zaman hakkında güldüler.

Tom and Mary laughed about the time they had a food fight.

- Bu kadar cahil olmasına güldüler.
- Çok cahil olduğu için ona gülündü.

He was laughed at for being so ignorant.

Neyse ki, herkes bu yabancının ne demek istediğini anladı, kendimi aptal yerine koyduğumu biliyorlardı ve bana güldüler.

Fortunately, everybody understood what this foreigner meant, knew I was only making a fool of myself, and laughed at me.