Translation of "Görebilmek" in English

0.005 sec.

Examples of using "Görebilmek" in a sentence and their english translations:

- Tom neler olduğunu görebilmek için yaklaştı.
- Tom olanları görebilmek için yakınlaştı.
- Tom neler olduğunu görebilmek için yanaştı.

Tom moved closer to see what was going on.

Köpekler ailelerini görebilmek için can atıyorlar

The dogs go up front to see their families,

Daha iyi görebilmek için daha yükseğe tırmandık.

We climbed higher so that we might get a better view.

Önsezi, gelecekte olacak olayları görebilmek için tinsel gücü kullanma eylemidir.

Precognition is the act of using spiritual-power to know things that will occur in the future.

- Bu yıldızı çıplak gözle görebilmek mümkün değil.
- Bu yıldız çıplak gözle görülemez.

This star cannot be seen by the naked eye.