Translation of "Gölete" in English

Tom gölete taşlar atıyor.

Tom is throwing rocks into the pond.

Gölete bir taş attı.

She threw a stone into the pond.

- Tom evlilik yüzüğünü çıkarıp gölete attı.
- Tom alyansını çıkarıp gölete attı.

Tom took off his wedding ring and threw it into the pond.

O, gölete bir taş attı.

He threw a stone into the pond.

Tom gölete bir taş attı.

- Tom threw a stone into the pond.
- Tom threw a rock into the pond.

Tom ve Mary paten kaymak için gölete gittiler.

Tom and Mary went skating on the pond.

Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.

Many migratory birds come to this pond every year in winter.