Translation of "Evleneceğim" in English

Evleneceğim.

I'm going to get married.

Seninle evleneceğim.

- I will marry you.
- I'll marry you.

Tekrar evleneceğim.

I'm going to get married again.

Onunla evleneceğim.

I'm going to marry him.

Tom'la evleneceğim.

I'm going to marry Tom.

Yakında evleneceğim.

I'll be married soon.

Onunla Haziran'da evleneceğim.

I'm getting married to her in June.

Elbette seninle evleneceğim.

Of course, I'll marry you.

Şimdi Fadıl'la evleneceğim.

I'm going to marry Fadil now.

Bir gün onunla evleneceğim.

One day, I will marry her.

Bir gün, onunla evleneceğim.

One day, I'm going to marry him.

- Evlendim evleneceğim!
- Evlenmek üzereyim!

I'm about to get married!

Sadece evleneceğim kadını gördüm.

I just saw the woman that I will marry.

Büyüdüğüm zaman Tom'la evleneceğim.

When I grow up, I'm going to get married to Tom.

Benimle gel. Seninle evleneceğim.

Come with me. I'm gonna marry you.

- Estonyalı güzel bir bayanla evleneceğim.
- Estonyalı güzel bir kadınla evleneceğim.

I will marry a beautiful Estonian woman.

Bir gün o kişiyle evleneceğim.

I am going to marry that person one day.

Evleneceğim kadını az önce gördüm.

I just saw the woman that I will marry.

Ne dersen de, o evleneceğim biridir.

Whatever you say, she is the one I'm going to marry.

"Onunla evleneceğim." "Hayır evlenmeyeceksin" dedi onun babası.

"I'm going to marry him." "You're not," said her father.

- O, evleneceğim kadındır.
- O, evleniyor olacağım kadın.

She is the woman I will be marrying.

- Evleneceğim kadın olduğun konusunda aklımda hiç şüphem yok.
- Evleneceğim kadının sen olacağına dair aklımda hiçbir şüphe yok.

- I have no doubt in my mind you are the woman I'm going to marry.
- I have no doubt in my mind you're the woman I'm going to marry.
- I have no doubt in my mind that you're the woman I'm going to marry.

O benim kız arkadaşım ve ben bir gün onunla evleneceğim.

She's my girlfriend and I'll marry her one day.

Peru'ya gideceğim ve yerli bir kadınla evleneceğim. Bu şehre asla geri gelmeyeceğim! Asla!

I'll go to Peru and marry an Indian woman. I'll never come back to this city! Never!