Translation of "Edebiyatı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Edebiyatı" in a sentence and their english translations:

İngiliz edebiyatı okumayı seviyorum.

I like reading English literature.

Onlar asla mağdur edebiyatı yapmadı.

They never cried victim.

Tom İngiliz edebiyatı okumayı sever.

Tom likes reading English literature.

Bay Sato'nun edebiyatı iyi midir?

Is Mr Sato good at literature?

Tom bir Çin edebiyatı öğretmenidir.

Tom is a teacher of Chinese literature.

Tom Fransız edebiyatı okumayı sever.

Tom enjoys reading French literature.

İngiliz dili ve edebiyatı okudum.

I was an English major.

Oxford Üniversitesinde İngiliz Edebiyatı okudu.

He read English Literature at Oxford University.

Tom bir Çin edebiyatı profesörüdür.

Tom is a professor of Chinese literature.

O İngiliz edebiyatı okumayı seviyor.

He likes reading English literature.

Mary İngiliz edebiyatı okumaktan hoşlanır.

Mary likes reading English literature.

Biz İngiliz edebiyatı okumayı seviyoruz.

We like reading English literature.

İllinois Üniversitesinde İngiliz Edebiyatı okuyorum.

I am studying English Literature at the University of Illinois.

O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.

He's a student of Japanese literature.

Sami, İspanyol edebiyatı dersi verir.

Sami teaches Spanish literature.

İngiliz edebiyatı okumayı seversin, değil mi?

You like reading English literature, don't you?

Üniversitede Amerikan edebiyatı dalında öğrenim gördüm.

I majored in American literature at college.

Amerikan edebiyatı eğitimi görmek için Amerika'ya gitti.

- He went to America for the purpose of studying American literature.
- He went to America to study American literature.
- He went to the United States to study US literature.

24 Mayıs Slav Edebiyatı ve Kültür Günüdür.

The 24th of May is the Day of Slavic Writing and Culture.

O, İngiliz edebiyatı okumak amacıyla İngiltere'ye gitti.

He went to England for the purpose of studying English literature.

O, modern edebiyatı asıl branş olarak alıyor.

He majors in modern literature.

Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.

Tom majored in literature at the university.

O Amerikan edebiyatı okumak amacıyla Amerika'ya gitti.

He went to America for the purpose of studying American literature.

O, İngiliz Edebiyatı okumak amacıyla Amerika Birleşik Devletlerine gitti.

- She went to America for the purpose of studying English literature.
- She went to the United States for the purpose of studying English literature.

John Oxford Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı profesörü ve eşi Fransız.

John is professor of French literature at Oxford and his wife is French.

Profesör Tom Shippey, Viking tarihi ve ortaçağ edebiyatı konusunda uzmandır.

Professor Tom Shippey is an expert in Viking history and medieval literature.

O, Kaliforniya Üniversitesinde Japon edebiyatı üzerine bir dizi konferans verdi.

He gave a series of lectures on Japanese literature at UCLA.

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.

The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.

O, Birleşik Devletler edebiyatı eğitimi almak için Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.

- He went to America to study American literature.
- He went to the United States to study US literature.

Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.

Birçok Avrupalı ​​araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.

Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.

- Mağdur ve mazlum edebiyatı yapmada Mary'nin eline su dökebilecek birine rastlamadım.
- Mary, şimdiye kadar gördüğüm en iyi drama kraliçesidir.

Mary is by far the biggest drama queen I have ever seen.