Translation of "Düşmek" in English

0.003 sec.

Examples of using "Düşmek" in a sentence and their english translations:

- Darboğaza düşmek istemiyorum.
- Zor duruma düşmek istemiyorum.

I don't want to get into a jam.

Ağaç düşmek üzereydi.

The tree was ready to fall down.

Cehenneme düşmek kolaydır.

The descent to hell is easy.

Dal düşmek üzere.

The branch is about to fall off.

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.

It's easy to fall into bad habits.

Buz üzerinde düşmek incitir.

Falling on ice hurts.

Gömlek düğmen düşmek üzere.

Your shirt button is about to fall off.

- Hapishaneyi boylamak istemiyorum.
- Hapse düşmek istemiyorum.

I don't want to end up in prison.

O kadar yüksekten düşmek ölümcül olur.

A fall from that height would be fatal.

Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!

Wow, it would be so easy just to walk straight off the edge of that!

Kayalar da aşırı kaygan. Buraya düşmek istemem.

Mega-slippery rocks as well. Don't wanna get washed into this.

Eğer uçurumdan düşmek istemiyorsanız, onun yanında durmayın.

If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.

Tom düşmek üzereydi ama Mary onu yakaladı.

Tom was about to fall, but Mary caught him.

Fransız kuvvetleri daha sonra tuzağa düşmek için güneye Bagration.

French forces would then swing south to trap Bagration.

Bu kadar uzağa geldik, bu yüzden şimdi duramayız. Kötü yola düşmek istemiyorum.

We've come this far, so we can't stop now. I don't want to backslide.

- O, günaha yenik düşecek kadar zayıf.
- O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.

He was weak enough to succumb to temptation.

- Bu hatayı bir kere daha yapmak istemiyorum.
- Bu hataya bir kez daha düşmek istemem.

I don't want to make this mistake again.

- Başkalarının niyet ve fiillerini yanlış değerlendirmek çok kolaydır.
- Başkalarının niyet ve hareketlerini yorumlamakta yanlışa düşmek kolaydır.

It's easy to misinterpret the actions and intentions of others.