Translation of "Düşünebilir" in English

0.006 sec.

Examples of using "Düşünebilir" in a sentence and their english translations:

Onu düşünebilir miyim?

Can I think about it?

Tom gelmediğimizi düşünebilir.

Tom might think that we aren't coming.

Tom onu sevmediğimi düşünebilir.

Tom might think I don't like him.

Tom onu sevmediğimizi düşünebilir.

Tom might think that we don't like him.

Tom onu sevmediğini düşünebilir.

Tom might think you don't like him.

Bazı insanlar öyle düşünebilir.

Some people might think so.

Biri nasıl onu düşünebilir?

How could anyone think that?

Tom, Mary'yi sevmediğimizi düşünebilir.

Tom might think that we don't like Mary.

Daha uygun birini düşünebilir misin?

Can you think of anyone more suitable?

Parasız bir dünya düşünebilir misiniz?

Can you imagine the world without money?

Sanırım Tom da öyle düşünebilir.

I suppose Tom might think so, too.

Tom senin Mary'yi sevmediğini düşünebilir.

Tom might think you don't like Mary.

- Onu yaparsan insanlar senin aptal olduğunu düşünebilir.
- Onu yaparsan insanlar aptal olduğunu düşünebilir.

People might think you're stupid if you do that.

Buna nasıl tepki vereceğimizi düşünebilir miyiz?

And can we think about how we respond to that?

Diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir.

others may think it's absolutely civil.

Daha iyi bir şey düşünebilir misin?

Can you think of something better?

Daha iyi bir yol düşünebilir misin?

Can you think of a better way?

Daha iyi bir fikir düşünebilir misin?

Can you think of any better idea?

Örneğin, Mary ile çıkmayı düşünebilir misin?

Can you imagine dating Mary, for example?

Bundan daha iyi bir fikir düşünebilir misin?

Can you think of a better idea than this one?

Bunu yapmanın daha iyi yolunu düşünebilir misin?

Can you think of any better way to do this?

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

are too young to have conversations around racism,

En azından bir dakika onun hakkında düşünebilir miyiz?

Can we at least think about it for a minute?

Çocuklarıma Fransızca öğretmeye istekli olabilecek birini düşünebilir misin?

Can you think of anybody who might be willing to teach my children French?

Biri nasıl Tom'un iyi bir patron olduğunu düşünebilir?

- How can anyone think that Tom is a good boss?
- How can anyone think Tom is a good boss?

Bunu yapmanın daha kolay bir yolunu düşünebilir misin?

Can you think of any easier way to do this?

Tom'un bunu neden yapmak istemediğine dair herhangi bir neden düşünebilir misin?

Can you think of any reason why Tom wouldn't want to do that?

- Herhangi bir örnek düşünebilir misin?
- Aklına herhangi bir örnek geliyor mu?

Can you think of any examples?

Belki, bazılarınız tüm bunların kolay bir açıklaması olduğunu ve onun da petrol olduğunu düşünebilir.

Maybe at this moment some of you are thinking that all this exuberance has a very easy explanation: