Translation of "Ciddiyetini" in English

Durumun ciddiyetini anlayabiliriz.

that you understand how terrifying this really is.

Meselenin ciddiyetini anlayamıyorlardı.

They couldn't comprehend the seriousness of the matter.

Tom yakında hatasının ciddiyetini fark etti.

Tom soon realized the seriousness of his error.

Sanırım belki de durumun ciddiyetini anlamıyorsun.

- I think maybe you don't understand the severity of the situation.
- I think that maybe you don't understand the severity of the situation.

- O, ciddiyetini koruyor.
- Gülmemek için kendini tutuyor.

He's keeping a straight face.

- Tom gülmemeye çalıştı.
- Tom duygularını açığa vurmadı.
- Tom ciddiyetini bozmadı.

Tom kept a straight face.

Son zamanlarda, Porto Riko'nun ciddiyetini nasıl çözeceğine dair dair bir sürü tartışma var.

Lately, there is a lot of discussion going on, on how to solve Puerto Rico’s serious