Translation of "Caddeye" in English

Kapı caddeye açılıyor.

The door opens to the road.

Tom caddeye çıktı.

Tom went out onto the street.

Benim odam caddeye bakar.

My room looks out on the street.

Tom caddeye doğru yöneldi.

Tom headed down the street.

İnşaat, caddeye girişi engelledi.

The construction blocked the entrance to the street.

Adam soyguncuyu caddeye kovaladı.

The man chased the robber into the street.

- Caddeye çıkıyorum.
- Sokağa çıkıyorum.

I am going out onto the street.

Nehir ana caddeye paralel akar.

The river runs parallel to the main street.

Bir kalabalık bu caddeye toplandı.

A crowd gathered on this street.

Evim işlek bir caddeye bakmaktadır.

My house faces a busy street.

Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.

Sparks rained on the street from the burning house.

Evin sallandığını hissederek caddeye doğru koştum.

Feeling the house shake, I ran out into the street.

Bu caddeye aslında Park Street adı verildi.

This street was originally named Park Street.

Caddeye yakın Anthony şişeden kestane suyu içti.

Near the street Anthony drank water-chestnut juice from a bottle.