Translation of "Bitap" in English

Minik kalbi bitap düşmüştü.

His little heart had just worn out.

- Bitap düşmüştü.
- Haşatı çıkmıştı.

He was all worn out.

Ve minik bedenleri bitap düşüyor.

and little bodies wear out.

Yorgunluktan bitap düşmüş ve iki mor gözle.

exhausted and beat up with two black eyes.

Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.

The young ones are getting thirsty. The newborn is totally exhausted.

Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.

I get exhausted after running for less than a minute.

Bitap düşene kadar benimle konuşabilirsin ama beni asla ikna edemeyeceksin.

You can talk until you're blue in the face, but you'll never convince me.

Bitap düşmeden önce sadece bir dakikadan daha az süreyle koşabilirim.

I can only run for less than a minute before getting exhausted.

- Tom bitkindi.
- Tom yorgun düşmüştü.
- Tom bitap düşmüştü.
- Tom'un pestili çıkmıştı.
- Tom'un takati kalmamıştı.
- Tom'un dermanı kalmamıştı.

Tom was exhausted.