Translation of "Dakikadan" in English

0.011 sec.

Examples of using "Dakikadan" in a sentence and their english translations:

Üç dakikadan fazla sürmeyecek.

It won't last more than three minutes.

O beş dakikadan az sürdü.

It took less than five minutes.

Bu 30 dakikadan fazla sürmemeli.

This shouldn't take more than 30 minutes.

Otuz dakikadan daha fazla beklemeyeceğim.

I won't wait for more than thirty minutes.

Beş dakikadan daha fazla almayın.

Don't take more than five minutes.

Otuz dakikadan fazla beklemeyi planlamıyorum.

I don't plan to wait for more than thirty minutes.

Beş dakikadan daha az sürede döneceğim.

I will be back in less than five minutes.

Bu üç dakikadan daha fazla sürmedi.

- It did not last more than three minutes.
- It didn't last more than three minutes.

Bu üç dakikadan daha fazla sürmeyecek.

It will not last more than three minutes.

Üç dakikadan daha az süremiz var.

We've got less than three minutes.

O birkaç dakikadan daha fazla sürmemeli.

It shouldn't take more than a few minutes.

Bu on dakikadan daha uzun sürer.

It'll take longer than ten minutes.

Tom'a otuz dakikadan fazla beklememesini söyledim.

I told Tom not to wait for more than thirty minutes.

Otuz dakikadan uzun süre kuyrukta durdum.

I stood in line for more than thirty minutes.

Tom orada otuz dakikadan fazla geçirdi.

Tom spent more than thirty minutes there.

On dakikadan kısa sürede oraya varabilmişti.

She was able to get there in less than ten minutes.

Patronum beni 30 dakikadan daha fazla alıkoydu.

My boss detained me more than 30 minutes.

On dakikadan daha az sürede oraya varırsın.

You'll get there in less than ten minutes.

On dakikadan daha az bir sürede dönecek.

She will be back in less than ten minutes.

Beş dakikadan daha az bir sürede döneceğim.

I'll be back in less than five minutes.

Tom beni 30 dakikadan daha fazla bekletti.

Tom kept me waiting for more than 30 minutes.

Tom Mary'yi on dakikadan daha fazla beklememeli.

Tom shouldn't wait for Mary for more than ten minutes.

On dakikadan az zamanda oraya varmayı başarmıştı.

He was able to get there in less than ten minutes.

- Tom hasta olmadan on dakikadan daha fazla arabada olamaz.
- Tom midesi bulanmadan on dakikadan çok arabada duramaz.

Tom can't be in the car more than ten minutes without getting sick.

Otuz dakikadan daha az bir sürede oraya varabilirsiniz.

You can get there in less than thirty minutes.

Bu toplantının yirmi dakikadan daha fazla sürmesini istemiyorum.

I'd like this meeting to last no more than twenty minutes.

Bu odaya girdiğim dakikadan beri gözlerimi senden ayıramadım.

I couldn't take my eyes off of you from the minute I entered this room.

Odanı temizlenin 15 dakikadan daha fazla süreceğini sanmıyorum.

- I don't think it would take more than 15 minutes to clean your room.
- I don't think that it would take more than 15 minutes to clean your room.

Onu on dakikadan daha az süre içinde yapabilirim.

I can do that in less than ten minutes.

Tom buradan otuz dakikadan daha az mesafede yaşıyor.

Tom lives less than thirty minutes from here.

Tom'un broşürü okuması beş dakikadan biraz daha fazla sürdü.

It took slightly more than five minutes for Tom to read the pamphlet.

Tom otuz dakikadan daha az bir sürede geri dönecek.

Tom will be back in less than thirty minutes.

Tom on dakikadan daha az bir sürede buraya geldi.

Tom got here less than ten minutes ago.

Beş dakikadan daha az önce seni Tom'la konuşurken gördüm.

I just saw you talking to Tom less than five minutes ago.

Tom üç dakikadan daha az sürede bütün elmayı yedi.

Tom ate the whole apple in less than three minutes.

Film başlamadan önce üç dakikadan daha az süremiz var.

We have less than three minutes before the movie starts.

Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.

I get exhausted after running for less than a minute.

- Tom on dakikadan daha fazla arabada olamaz yoksa hasta olur.
- Tom arabada on dakikadan daha fazla duramaz, yoksa midesi bulanır.

Tom can't be in the car more than ten minutes or he gets sick.

Kente buradan arabayla 20 dakikadan daha kısa bir sürede ulaşılabilir.

The city can be reached in less than 20 minutes by car from here.

Tom on dakikadan daha az sürede sorularımızın hepsine cevap verdi.

Tom answered all of our questions in less than ten minutes.

Üç dakikadan daha fazla bir süre kafanın üstünde durabilir misin?

Can you stand on your head for more than three minutes?

Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.

Tom was able to get there in less than twenty minutes.

Tom beş dakikadan daha az bir sürede üç elma yedi.

Tom ate the three apples in less than five minutes.

Bitap düşmeden önce sadece bir dakikadan daha az süreyle koşabilirim.

I can only run for less than a minute before getting exhausted.

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

No matter which road you follow, the drive to town won't take you more than twenty minutes.

Çıkış yolunu bulmak için on dakikadan daha fazla zamana ihtiyacı vardı.

He needed more than ten minutes to find the way out.

Oraya zamanında varacağından emin olmalısın. Eğer geç kalırsan, Tom on dakikadan fazla beklemez.

You should make sure that you get there on time. Tom won't wait more than ten minutes if you are late.

Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.

Miraculously, all the passengers managed to leave the blazing plane in less than three minutes.

Biz otobüs bekledik fakat o otuz dakikadan daha fazla süre geç kalmıştı, bu yüzden bir taksiye bindik.

We waited for the bus, but it was over 30 minutes late, so we caught a cab.