Translation of "Duvara" in English

Duvara yaslanma.

Don't lean against the wall.

Duvara tırmanma.

- Don't climb up the wall.
- Don't climb the wall.

- O, duvara dayandı.
- O, duvara yaslandı.

He leaned against the wall.

- O, yumruğuyla duvara vurdu.
- Duvara yumruk attı.

He struck the wall with his fist.

Merdiveni duvara daya.

Stand the ladder against the wall.

Kulağını duvara dayadı.

He pressed his ear against the wall.

Duvara top atmayın.

Don't throw a ball against the wall.

Topu duvara fırlattı.

He threw the ball against the wall.

Bisikletini duvara yasladı.

He propped his bike against the wall.

Saati duvara asın.

Fix the clock on the wall.

Araba duvara çarptı.

The car crashed into the wall.

Bu duvara dayanma.

Don't lean against this wall.

Duvara kan sıçratılmıştı.

The wall was splattered with blood.

Ellerini duvara daya.

Put your hands against the wall.

Merdiveni duvara dayadık.

We leaned the ladder against the wall.

Tom duvara dayanıyordu.

Tom was leaning against the wall.

Tom duvara yaslandı.

Tom leaned back against the wall.

Tom duvara tırmandı.

Tom climbed over the wall.

Duvara doğru yürüdüm.

I walked into a wall.

Aynayı duvara as.

Hang the mirror on the wall.

Resmini duvara as.

Post your picture on the wall.

Dirseğimi duvara çarptım.

I banged my elbow against the wall.

Onu duvara as.

Put it on the wall.

Takvimi duvara astım.

- I hang the calendar on the wall.
- I hung the calendar on the wall.

Takvimi duvara astı.

She hung the calendar on the wall.

Yatak duvara katlanabilir.

The bed folds into the wall.

Tom duvara baktı.

Tom looked at the wall.

Leyla duvara itildi.

Layla was pushed to the wall.

Resimleri duvara astı.

He hung the pictures on the wall.

- Duvara bir resim asın.
- Duvara bir resim as.

Hang a picture on the wall.

duvara toslamaya devam eder.

like some kind of crazy energy bunny on steroids.

Onlar tabelayı duvara tutturdular.

They fixed the sign to the wall.

Kitaplığı duvara monte etti.

He fixed the bookshelf to the wall.

Duvara bir resim astım.

I hung a picture on the wall.

Biri duvara ismimi yazdı.

Somebody wrote my name on the wall.

Bir köpek duvara tırmanamaz.

A dog can't climb up a wall.

Sırtını duvara dayamış duruyordu.

He stood with his back to the wall.

Kim duvara yazı yazıyordu?

Who was writing on the wall?

Tom resmi duvara astı.

Tom hung the picture on the wall.

Tom diplomasını duvara astı.

Tom hung his diploma on the wall.

Tom başını duvara yasladı.

Tom leaned his head against the wall.

Tom duvara ilan yapıştırdı.

Tom posted the notice on the wall.

Tom kulağını duvara dayadı.

Tom pressed his ear against the wall.

Tom bisikletini duvara dayadı.

Tom propped his bicycle against the wall.

Hillary merdiveni duvara dayadı.

Hillary rested the ladder against the wall.

Ben tabloyu duvara astım.

I hung the painting on the wall.

Tom başını duvara çarptı.

Tom bashed his head against the wall.

Tom işareti duvara koydu.

Tom put the sign to the wall.

Topu duvara doğru çekti.

- He threw the ball against the wall.
- He tossed the ball towards the wall.

Tom eliyle duvara vurdu.

Tom hit the wall with his fist.

Kafamı duvara sert çarptım.

I hit my head hard against the wall.

Merdiveni duvara doğru koy.

- Place the ladder against the wall.
- Put the ladder against the wall.

Ben yumruğumla duvara vurdum.

I struck the wall with my fist.

Mary yumruğuyla duvara vurdu.

Mary struck the wall with her fist.

Onlar yumruklarıyla duvara vurdu.

They struck the wall with their fists.

Ben takvimi duvara asıyorum.

I'm hanging the calendar on the wall.

O resmi duvara as.

Hang that picture on the wall.

Tom'un duvara yazdığına bak.

Look what Tom wrote on the wall.

O onu duvara astı.

He hung it on the wall.

Tom termometreyi duvara koydu.

Tom put the thermometer on the wall.

Tom telefonu duvara fırlattı.

Tom threw the phone against the wall.

Leyla, Sami'yi duvara itti.

Layla pushed Sami to the wall.

Araba bir duvara çarptı.

The car hit a wall.

Tom merdiveni duvara yasladı.

Tom leaned the ladder against the wall.

Tom bir duvara dayandı ve karşı duvara boş boş baktı.

Tom leaned against one wall and stared blankly at the opposite wall.

Çözüm basit: duvara doğru git,

Simple solution: get to the wall,

Kültür, sadece duvara asılmış resimler

[Pepe] Culture is not the pictures you hang,

Kitaplığı duvara sabitlesen iyi olur.

You had better fix the bookcase to the wall.

Çocuk duvara bir resim çizdi.

The boy drew a picture on the wall.

O, duvara bir resim astı.

He hung a picture on the wall.

Neden duvara bir yüz çizdin?

Why did you draw a face on the wall?

Tom, duvara bir poster yapıştırıyor.

Tom is sticking a bill on the wall.

Tom duvara bir resim asıyor.

Tom is hanging a picture on the wall.

Birinin duvara vurduğunu duyduğumu sandım.

- I thought I heard someone banging on the wall.
- I thought that I heard someone banging on the wall.

Tom, TV'yi duvara yerleştirmemizi istiyor.

Tom wants us to mount the TV on the wall.

Tom duvara bir poster astı.

Tom stuck a poster on the wall.

Tom Mary'nin kafasını duvara vurdu.

Tom bashed Mary's head against the wall.

Tom Mary'yi duvara doğru itti.

- Tom shoved Mary against the wall.
- Tom pushed Mary against the wall.
- Tom shoved Mary up against the wall.

O, duvara bir bildiri yapıştırdı.

She pasted a notice on the wall.

Tom kapının yanındaki duvara dayanıyordu.

Tom was leaning against the wall near the door.

Tom televizyonu duvara asmamızı istiyor.

Tom wants us to hang the TV on the wall.

Masayı duvara çok yakın koymayın.

Don't put the table so close to the wall.

Tom uzak duvara doğru yürüdü.

Tom walked toward the far wall.

Yumruğunla duvara vurdun, değil mi?

You struck the wall with your fist, didn't you?

O, yumruğu ile duvara vurdu.

She struck the wall with her fist.

Arkanı dön ve duvara bak.

Turn around and face the wall.

Tom boş boş duvara baktı.

Tom stared blankly at the wall.

Tom'un duvara vurmasını bırakmasını istedim.

I asked Tom to stop pounding on the wall.

O beni duvara karşı bastırdı.

He pressed me against the wall.

Tom yumruğu ile duvara vurdu.

Tom struck the wall with his fist.

Tom duvara bir takvim astı.

Tom hung a calendar on the wall.

Tom'un duvara tırmanmasına yardım ettim.

I helped Tom climb over the wall.