Translation of "Bastırmak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bastırmak" in a sentence and their english translations:

Semptomları bastırmak yerine

and it seemed to be working on the root causes

- Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- Ayaklanmayı bastırmak uzun zaman alacak.

It will take a long time to suppress the revolt.

Bastırmak ve muhalifleri dışlamak için kullandılar.

especially when they spoke out against the status quo.

Onun önünde öfkemi bastırmak zorunda kaldım.

I had to stifle my anger in front of him.

Tanrı kavramı, varoluşumuz hakkındaki bilgisizliğimizi bastırmak için kurulmuş bir hayaldir.

The concept of God is a fantasy, created to placate our ignorance about our own existence.

- Tom bağırarak müzikten sesini duyurmaya çalıştı.
- Tom müziği bastırmak için bağırdı.

Tom yelled over the music.

İki tarafta koca bir yılı isyanları bastırmak ve tekrardan organize olmakla geçiriyor.

Both sides spend over a year quelling revolts and regrouping.

Nikolas, Avusturya egemenliğine karşı çıkan bir Macar isyanını bastırmak için asker gönderdi

Nicholas sent troops to help put down a Hungarian revolt against Austrian rule.

Tom, tekinsiz olduğu söylenen evde, karanlıkta yalnız başınayken, korkusunu bastırmak için ıslık çalıyordu.

Tom was whistling in the dark to belie how terrified he was to be alone in the house which was rumoured to be haunted.

Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.

Since people suffering from low-level blood sugar disorder lack the ability to suppress their emotions, they easily get frightened and angry.