Translation of "Bağlıyor" in English

0.005 sec.

Examples of using "Bağlıyor" in a sentence and their english translations:

Tom kravatını bağlıyor.

Tom put on his tie.

Futbolcu ayakkabılarını bağlıyor.

The soccer player is tying his shoes.

Fakirliğini kötü şansına bağlıyor.

- He ascribes his poverty to bad luck.
- He attributes his poverty to bad luck.

Bu anlaşma hepimizi bağlıyor.

This agreement is binding on all of us.

Başarısızlıklarını çoğunlukla kötü şansa bağlıyor.

He often attributes his failures to bad luck.

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

Jim attributes his success to hard work.

Bu anlaşma tüm tarafları bağlıyor.

This agreement is binding on all parties.

- Tom, Mary'ye bağlıdır.
- Tom, Mary'ye bel bağlıyor.

Tom depends on Mary.

Tom eğildi ve ayakkabılarından birini bağlıyor gibi görünüyordu.

Tom bent down and pretended to be tying one of his shoes.

- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

The bridge connects the two cities.