Translation of "Bağırmaya" in English

0.017 sec.

Examples of using "Bağırmaya" in a sentence and their english translations:

O bağırmaya başladı.

He began to shout.

Tom bağırmaya başladı.

- Tom started yelling.
- Tom began to shout.

Bağırmaya gerek yok.

There's no need to yell.

Annesi bağırmaya başladı.

Her mother started shouting.

Kalabalık bağırmaya başladı.

The crowd began to shout.

Bağırmaya devam ettim.

- I kept yelling.
- I kept screaming.
- I continued yelling.

Ben bağırmaya başladım.

I started screaming.

Layla bağırmaya başladı.

Layla started yelling.

Erkek çocuğu bağırmaya başladı.

The boy began to scream.

Korktum ve bağırmaya başladım.

I freaked out and started screaming.

Tom Mary'ye bağırmaya başladı.

Tom started yelling at Mary.

Tom bağırmaya devam etti.

Tom continued yelling.

Tom yeniden bağırmaya başladı.

Tom started screaming again.

Tom çılgınca bağırmaya başladı.

Tom began to cry hysterically.

Tom, Mary'ye bağırmaya başladı.

Tom started screaming at Mary.

Fadıl, Leyla'ya bağırmaya başladı.

Fadil started to yell at Layla.

Sadece bağırmaya devam ettim.

I just kept yelling.

Sami polise bağırmaya başladı.

Sami started shouting for the police.

Sami, Leyla'ya bağırmaya başladı.

Sami started yelling at Layla.

Sami bağırmaya devam etti.

Sami kept yelling.

Hakime bağırmaya cüret edebildi.

He had the nerve to yell at the judge.

- Tom çığlık atmaya ve bağırmaya başladı.
- Tom çığlık atıp bağırmaya başladı.

Tom started screaming and yelling.

Tom sadece bağırmaya devam etti.

Tom just kept yelling.

Açıkça onun annesi bağırmaya başladı.

Evidently her mother started screaming.

Tom yardım için bağırmaya başladı.

Tom started yelling for help.

Tom acı içinde bağırmaya başladı.

Tom began screaming in pain.

Bağırmaya gerek yok. Sizi duyabiliyorum.

There's no need to shout. We can hear you.

Leyla acı içinde bağırmaya başladı.

Layla started yelling in pain.

Bardağını kaldırıp "Moktor!" diyerek bağırmaya başlıyor,

he picks up his shot glass and he shouts "Moktor!"

O bağırmaya başladı ve ben kaçtım.

She started screaming, and I ran away.

Tom ve Mary birbirlerine bağırmaya başladılar.

- Tom and Mary began yelling at each other.
- Tom and Mary started screaming at each other.

Tom avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

Tom started screaming at the top of his lungs.

Dan içeri geldi ve bağırmaya başladı.

Dan came inside and started shouting.

Tom yardım için bağırmaya devam etti.

Tom kept screaming for help.

Tom ve Mary birbirlerine bağırmaya başladı.

Tom and Mary started screaming at each other.

Tom, Mary'nin adını bağırmaya devam ediyordu.

Tom kept screaming Mary's name.

- Sami ağlamaya başladı.
- Sami bağırmaya başladı.

- Sami started to cry.
- Sami began to cry.

- Sami bağırmaya başladı.
- Sami haykırmaya başladı.

- Sami started yelling.
- Sami started bawling.

Tom odaya geldi ve bağırmaya başladı.

Tom came into the room and started yelling.

Tom bağırmaya bile fırsat bulamayacak kadar korkmuştu.

Tom was too scared to even yell.

- Biri bağırmaya başladı.
- Biri çığlık atmaya başladı.

Someone started screaming.

Çocuklardan biri ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

One of the boys stood up and started yelling.

Leyla sadece yardım için bağırmaya devam etti.

Layla just kept screaming for help.

- Sami de bağırmaya başladı.
- Sami de ağlamaya başladı.

Sami started crying, too.

Söyledikleri bir şey damarına basmış olmalı ki onlara bağırmaya başladı.

Something they said must have hit a nerve, so he started yelling at them.

Babamdan daha fazla para istediğimde gerçekten öfkelendi ve bana bağırmaya başladı.

When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me.

- Çocuk oyuncağı istediği için hiddetle bağırmaya başladı
- Çocuk oyuncağı istediği için çığlığı bastı.

- The child threw a tantrum because he wanted me to buy him a toy.
- The child threw a tantrum because he wanted the toy.