Translation of "Bağımlıdır" in English

0.006 sec.

Examples of using "Bağımlıdır" in a sentence and their english translations:

O bağımlıdır.

He's addicted.

O, kokaine bağımlıdır.

He is addicted to cocaine.

Tamamen ailesine bağımlıdır.

- He is totally dependent on his parents.
- He's totally dependent on his parents.

O, Farmville'e bağımlıdır.

- She is addicted to Farmville.
- She's hooked on Farmville.

Kyoto turizm sektörüne bağımlıdır.

Kyoto depends on the tourist industry.

O hâlâ ailesine bağımlıdır.

He is still dependent on his parents.

O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.

- She's still dependent on her parents.
- She still depends on her parents.

Kocası ilaçlara aşırı bağımlıdır.

Her husband is heavily dependent on drugs.

- Amerika'daki çoğu suçlu, uyuşturucuya bağımlıdır.
- Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.

Many criminals in America are addicted to drugs.

O, mali açıdan karısına bağımlıdır

He's financially dependent on his wife.

Japonya petrolde yabancı ülkelere bağımlıdır.

Japan depends on foreign countries for oil.

Sektör, hükümetin finansmanına büyük ölçüde bağımlıdır.

The industry is heavily dependent on government funding.

Japonya petrol için yabancı ülkelere bağımlıdır.

- Japan depends on foreign countries for oil.
- Japan is dependent on foreign countries for oil.

Büyük Japon şirketlerinin çoğu ihracata bağımlıdır.

The majority of large Japanese companies depend on exports.

Çoğu büyük Japon firması ihracata bağımlıdır.

Most big Japanese firms depend on exports.

Japonya petrol için diğer ülkelere bağımlıdır.

Japan depends on other countries for oil.

Erkek kardeşim para için bana bağımlıdır.

My brother depends on me for money.

O halen anne ve babasına bağımlıdır.

He still depends on his parents.

Tom hala para için ailesine bağımlıdır.

Tom still depends on his parents for money.

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.

Japan depends on imports for raw materials.

Japonya, petrol için Arap ülkelerine bağımlıdır.

Japan depends on Arab countries for oil.

Tom anne ve babasına çok bağımlıdır.

Tom is very dependent on his parents.

- Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.
- Birçok ülke tarıma bağımlıdır.

Many countries depend on agriculture.

38 yaşında olmasına rağmen, hâlâ anne ve babasına bağımlıdır.

Though 38, he is still dependent on his parents.