Translation of "Bırakırım" in English

0.010 sec.

Examples of using "Bırakırım" in a sentence and their english translations:

Takdiri size bırakırım

I leave the discretion to you

Tamam, seni yalnız bırakırım.

OK, I'll leave you alone.

- Ben uyurken her zaman pencereyi açık bırakırım.
- Uyurken camı hep açık bırakırım.

I always leave the window open while I sleep.

Ben her zaman şemsiyemi trende bırakırım.

- I am always leaving my umbrella on the train.
- I always leave my umbrella on the train.

Umarım, güzel bir ilk izlenim bırakırım.

I hope I make a good first impression.

Ben her zaman bisikletimi kirli bırakırım.

I always leave my bicycle filthy.

Yerinde olsam, işimi bırakırım ve Londra'dan ayrılırım.

If I were you, I would quit my job and leave London.

Çoğu zaman, kapı ve pencerelerimi kilitlemeden bırakırım.

I leave my windows and doors unlocked most of the time.

Ben uyurken her zaman pencereyi açık bırakırım.

I always leave the window open while I sleep.

Her sabah işe gitmeden önce çocuklarımı okula bırakırım.

I drop off my children at school every morning before going to work.

Bir tek daha atalım, sonra seni eve bırakırım.

Let's drink one more and I'll drive you home.

Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.

Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.

İş hayatında her zaman geride bir şey bırakırım, bir ceket, kahve fincanım ya da şapkam gibi.

I always leave something behind at work, like a jacket, my coffee cup, or my hat.