Translation of "Azarlama" in English

Arkadaşını azarlama.

Don't reproach your friend.

Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.

He took it for an implied rebuke.

- Onu azarlama. O anlamak için fazla genç.
- Onu azarlama. O anlayamayacak kadar genç.

- Don't scold her; she's too young to understand.
- Don't scold her. She's too young to understand.

Ben bilmiyordum, bu yüzden beni azarlama.

I didn't know, so don't chew me out.

Kayınvalidem kendim için işe gitme kararım üzerinden beni azarlama fırsatını asla kaçırmaz.

My mother-in-law never passes up an opportunity to upbraid me over my decision to go into business for myself.