Translation of "Arayacağını" in English

Arayacağını söyledin.

You said you'd call.

Beni arayacağını söyledi.

She said that she'd call me.

Tom beni arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call me.
- Tom said that he'd call me.

Tom yarın arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call tomorrow.
- Tom said that he'd call tomorrow.

Dün gece arayacağını düşündüm.

- I thought you were going to call last night.
- I thought that you were going to call last night.

Tom'un yakında arayacağını umuyorum.

I'm hoping Tom will call soon.

Tom polisi arayacağını söyledi.

- Tom said he was going to call the police.
- Tom said that he was going to call the police.

O yarın arayacağını söyledi.

He said he would call tomorrow.

Tom Mary'nin arayacağını söyledi.

- Tom said Mary would call.
- Tom said that Mary would call.

Tom'un beni arayacağını umuyorum.

I hope Tom will call me.

Tom seni arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call you.
- Tom said that he'd call you.

Beni geri arayacağını söyledi.

He said he'd call me back.

Tom'un Mary'yi arayacağını düşünüyorum.

- I think Tom will call Mary.
- I think that Tom will call Mary.

O onu nerede arayacağını bilmiyor.

She doesn't know where to look for him.

Tom 2.30'da arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call at 2:30.
- Tom said that he'd call at 2:30.

Tom Mary'yi nerede arayacağını bilmiyor.

Tom doesn't know where to look for Mary.

Tom beni geri arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call me back.
- Tom said that he'd call me back.

Seni daha sonra arayacağını söyledi.

He said that he would call you later.

Senin arkadaşın geri arayacağını söyledi.

Your friend said he would call back.

Tom Mary'yi tekrar arayacağını söyledi.

- Tom said he would call Mary back.
- Tom said he'd call Mary back.
- Tom said that he'd call Mary back.
- Tom said that he would call Mary back.

Tom bana seni arayacağını söyledi.

- Tom told me he'd call you.
- Tom told me that he'd call you.

Tom bana beni arayacağını söyledi.

- Tom told me he'd call me.
- Tom told me that he'd call me.

Bana beni ne zaman arayacağını söyle.

- Tell me when you will call me.
- Tell me when you'll call me.

Tom beni hemen geri arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call me right back.
- Tom said that he'd call me right back.

Tom seni daha sonra arayacağını söyledi.

- Tom said he'll call you later.
- Tom said that he will call you later.
- Tom said that he'll call you later.

Tom arayacağını söylediği gibi beni aramadı.

Tom didn't ring me like he said he would.

Tom gelecek hafta Mary'yi arayacağını söylüyor.

Tom says he'll call Mary next week.

O daha sonra seni arayacağını söyledi.

He said that he would call you later.

Tom pazartesi akşamı Mary'yi arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call Mary Monday evening.
- Tom said that he'd call Mary Monday evening.

Leyla, Sami'yi nerede arayacağını daima biliyordu.

Layla always knew where to look for Sami.

Tom seni daha sonra arayacağını söylüyor.

Tom says he'll call you later.

Tom'un bu gece arayacağını düşünüyor musun?

Do you think Tom will call tonight?

Tom, oraya varır varmaz arayacağını söyledi.

Tom promised he'd call as soon as he got there.

Tom'un bir daha arayacağını düşünmüyorsun, değil mi?

You don't think Tom will call again, do you?

Beni arayacağını söyledi ama henüz onu yapmadı.

He said he'd call me, but he hasn't done it yet.

O beni arayacağını söyledi ama henüz aramadı.

He said he would give me a call, but he hasn't yet.

Tom beni arayacağını söyledi ama henüz aramadı.

- Tom said he'd call me, but he hasn't yet.
- Tom said that he'd call me, but he hasn't yet.

- Tom'un arayacağını düşünüyor musun?
- Sizce Tom arayacak mı?

Do you think Tom will call?

Tom elinden geldiği kadar çabuk geri arayacağını söyledi.

- Tom said he'd call back as soon as he could.
- Tom said that he'd call back as soon as he could.

Her şeyi bilmen gerekmiyor, sadece nerede arayacağını bilmen gerekiyor.

You don't need to know everything, you just need to know where to search.

- Tom yarın arayacağını söyledi.
- Tom yarın telefon edeceğini söyledi.

- Tom said he'd call tomorrow.
- Tom said that he'd call tomorrow.

- İnsanlar nereye telefon edeceğini bilmiyor.
- İnsanlar nereyi arayacağını bilmiyor.

People don't know where to call.